Bütün gaz odaları ile hedef tahtaları, doktorlar ve onların deneyleri... | Open Subtitles | بكل ما بها من غرف الغاز و ميادين الرمى والاطباء و تجاربهم |
Küçük gaz odaları sayıyı daha fazla kaldıramıyordu. | Open Subtitles | غرف الغاز الصغيرة غير قادرة على احتوائهم |
gaz odaları kalabalığı alamıyordu. | Open Subtitles | ولم تتمكن غرف الغاز من قتل الاعداد الهائلة |
Yaklaşık üç hafta sonra, bütün kamp, aramızdan birkaç yüz kişi hariç, gaz odalarına gönderildi. | TED | وبعد ثلاثة أسابيع، المعسكر بالكامل، ما عدا بضع المئات منا، أرسلوا إلى غرف الغاز. |
Oradaki bütün o yazılar yalnızca zaten soyunmuş olan insanları gaz odalarına çekmek için bir tuzaktı. | Open Subtitles | جميع هذه اللوحات الارشادية كانت معلقة ليستدرجوا الضحايا الى غرف الغاز وهم بلا ملابس |
Tam geçerken gaz odalarının kapıları açılıyordu ve insanlar patates gibi düştüler. | Open Subtitles | وعندما مشينا في المعسكر... كانوا يفتحون أبواب غرف الغاز وكان الناس يتساقطون مثل الذباب |
Grup silah ateşi ile öldürdük, gaz odalarında boğduk | Open Subtitles | أطلقنا عليهم الرصاص, وخنقناهم فى غرف الغاز |
Yeni gaz odaları Eylül 1942'de inşa edilmişti. Onları kim inşa etmişti? | Open Subtitles | تم بناء غرف الغاز الجديدة في سبتمبر عام 1942 |
Üç kampta kalıcı gaz odaları çalışacak. | Open Subtitles | لدينا ثلاثة مخيمات حيث غرف الغاز دائمة سوف تكون جاهزة للعمل. |
gaz odaları çalışamaz duruma geldi gelen trenler günlerce bekletildi ve yüzlerce ceset gömülmeden ortalıkta bırakıldı. | Open Subtitles | غرف الغاز توقّفت القطارات الواصلة إستمرّت منتظرة لأيام ومئات الأجسام رقدت فى الأنحاء بدون دفن |
Belgeler ortadan kaldırıldı ya da yakıldı, gaz odaları imha edildi. | Open Subtitles | الملفات اُزيلت أو اُحرقت غرف الغاز حُطّمت |
Cesetler gaz odaları etrafında yığılıyordu ve orada günlerce kalırdı. | Open Subtitles | لأيام وأيام تكدست الجثث حول غرف الغاز |
Soyunma odalarından uzanan koridor etrafındaki parmaklıklarla gaz odalarına kadar devam ediyordu. | Open Subtitles | ممر مُوّصل يقود إلى إلى ثكنات نزع ملابس خلال سياجين عاليين إلى غرف الغاز |
"...aksi takdirde derhal gaz odalarına götürüleceklerdi." | Open Subtitles | إذا لم يفعلوا هذا هم سيؤخذون فوراً إلى غرف الغاز |
"Kendileri de kurbandı ve sıraları gelince gaz odalarına götürülüyorlardı." | Open Subtitles | هم أنفسهم كانوا ضحايا وهم كانوا تباعاً وضعوا فى غرف الغاز عندما جاء دورهم |
"Sağ taraftakileri hemen gaz odalarına götürüyorlardı." | Open Subtitles | الطابور الأيمن أخذوهم مباشرة إلى غرف الغاز |
Bu, eski gaz odalarının olduğu dönemdi. | Open Subtitles | كانت هذه حقبة غرف الغاز القديمة |
gaz odalarının birkaç yüz metre ilerisinde Kanada olarak bilinen bir kamp alanı vardı. | Open Subtitles | بضعة مئات من الياردات من غرف الغاز كان منطقة المعسكر "المعروفة بإسم "كندا |
Hatta, Auschwitz'teki gaz odalarının birinde Yahudilerin öldürülmelerini izledi. | Open Subtitles | هو حتى شهد قتل اليهود في إحدى "غرف الغاز في "آوشفيتس |
Tabii ki, her hafta binlerce masum insanın gaz odalarında öldürüldüğü gerçeği soruşturulmayacaktı. | Open Subtitles | بالطبع ، لن يكون هناك تحقيقاً إلى حقيقة أنّ كلّ إسبوع الآلاف من الناس الأبرياء كانوا يُقتلون في غرف الغاز |
Aynı zamanda bizim değil de Tanrı'nın gaz odasına girmesi gerektiği yazılı mı orada? | Open Subtitles | هل قال ايضا على الرب ان يكون هنا في غرف الغاز وليس نحن |
"Gaz odalarını ve krematoryumu havaya uçuruyorlardı." | Open Subtitles | هم كانوا يفجّرون غرف الغاز والمحرقة |