"غريب في" - Traduction Arabe en Turc

• garip bir
• tuhaf bir
• bir yabancı
• bir yabancıyı
• da yabancı
• yabancı bir
• ilgili tuhaf
• ilgili garip

Bu resimde çok garip bir şey var.
لذا سأكون صادقة معكِ هناك شيء غريب في اللوحة

Gözümle ilgili garip bir takıntım var. Bu konu hakkında konuşmasak?
لدي شيء غريب في عيني هل يمكننا عندم التحدث عنه؟

Siz ikiniz bu resimlerde tuhaf bir şey farketmediniz mi?
هل لاحظتم ايها الرفاق اي شئ غريب في هذة الصور؟

Hayır senin hayatınla, boşanma arasında tuhaf bir yerde olduğunu düşünüyor.
لا، هي تعتقد أنّك في وضع غريب في حياتك بسبب الطلاق

Ama sonra ergenliğe girdi ve evde sanki bir yabancı vardı.
ثم دخل إلي مرحلة البلوغ و أصبح مثل غريب في المنزل

Hiç kendi fotoğrafınıza bakıp.... arka planda bir yabancıyı gördüğünüz olur mu?
هل سبق لك ان شاهدت صورة لك ورأيت غريب في خلفية الصورة ؟

-Ve odamda da yabancı bir erkek var.
- وكان هناك رجل غريب في غرفتي.

Kendimi suçlamıyorum. ama yabancı bir çocuğun bu evde yaşamasına nasıl izin verebilirim?
لن الوم نفسي , ولكن كيف اسمح بان يعيش طفل غريب في المنزل؟

Hep bu mektup ile ilgili tuhaf bir şeylerin olduğunu düşünmüştüm.
كنت أشعر بأمر غريب في تلك الرسالة

Yine de anne, bunu açıklamak için garip bir yol seçtin.
لكن لديك أسلوب غريب في طريقة وضع الأشياء، يا إمي

Ödenmemiş dört tane park cezan poponun sol üst tarafında da garip bir dövmen var.
لديكِ 4 مخالفات ركون سيّارة ووشم غريب في القسم اليساري الأعلى من مؤخرتك

Son bir kaç gündür bu binada garip bir şeyler sezdiniz mi?
ألاحظت أيّ شئ غريب في المبنى خلال عدة الأيام السابقة؟

Güzeldi ama sonlara doğru garip bir an yaşadık.
لقد كان رائعاً ، بالفعل ، اعني انه كان هناك شئ غريب في النهاية..

Tek gösterdikleri, hamilelikle ilgili garip bir videoydu.
كل ما كان لدينا هو مقطع فيديو غريب في درس الأحياء عن الحمل

Ondan uzak dur. O herifte garip bir şeyler var.
ابقي بعيدة عنه هناك شيء غريب في ذلك الشاب

Şu anda tuhaf bir dönemdeyim ama yakında atlatacağım, söz.
أنا في مكان غريب في الوقت الراهن، ولكنني لن يكون للخروج منه قريبا. أعدك.

Bana motordan tuhaf bir ses geldiğini söylemişti.
أخبَرتني أنها تسمعُ صوتَ أزيزٍ غريب في المُحرِك

Tabutumda tuhaf bir silah ve yaratıcımla karşılaşmayı hiç istemezdim.
لا أريد إجراء مواعدات ، بمسدس غريب في تابوتي

- Hayır, sakın ! Banyomuzda bir yabancı var ! Caitlin'e tecavüz etti !
هنالك غريب في حمامنا واغتصب كيتلن قبل قليل

O havaalanında bir yabancı ise sakıncası var mı?
حسناً، ربما تجدين نفسكِ وراء شخص غريب في المطار؟

Hiç kendi fotoğrafınıza bakıp arka planda bir yabancıyı gördüğünüz olur mu?
هل سبق لك ان شاهدت صورة لك ورأيت غريب في خلفية الصورة ؟

Elbette odanda yabancı bir adamın resmini görmek istiyorsan bu seni ilgilendirir.
طبعاً لو أردت صورة لرجل غريب ... في غرفتك فهذا يرجع إليك

Ama yangınla ilgili tuhaf bir şeyler var mıydı?
لكن هل كان هناك أي شيء غريب في الحريق ؟