"غضبي" - Traduction Arabe en Turc

    • öfkemi
        
    • kızgın
        
    • öfkemin
        
    • sinirimi
        
    • Öfkem
        
    • öfke
        
    • sinir
        
    • gazabımdan
        
    • kızdırıyor
        
    • sinirlerimi
        
    • Sinirim
        
    • Öfkemden
        
    • kızgınım
        
    • kızdığımı
        
    • Kızgınlığımı
        
    Gazeteci olarak öğrendiğim şeylerden biri de öfkemi nasıl kontrol edeceğimi öğrenmekti. TED أحد الأشياء التي توجب عليّ تعلمها كصحفي كان هو التحكم في غضبي.
    Yani, en azından önce, bilirsin, okula gidebilirdim ve öfkemi açığa vurabilirdim, ama... Open Subtitles أقصد على الأقل قبـل تعلـمـ ، أستطيـع الذهآب إلى المـدرسـة و افرغّ غضبي
    Senin üzerine bu kadar gelmemim nedeni, kendime kızgın olmamdan dolayı sanırım. Open Subtitles لذا أظنّ أنّه السبّب في تضاعف غضبي على نفسي لإلقاء اللوم عليك
    Majestelerinin ahmak bir hizmetkarıyım. Av peşindeyken öfkemin gözümü kör etmesine izin verdim. Open Subtitles أنا خادم أحمق للملك، إذ أنّي أترك غضبي يهمن عليّ بينما أصيد طردتي.
    - sinirimi birinden çıkarmam gerekiyordu. - Evet, siz kadınlar hep böylesiniz. Open Subtitles ـ كنت مضطرة أن أخرج غضبي على شخص ما ـ أجل, كلكن سواء
    Öfkem yatıştıktan ve... çok uzun ve acı verici bir düşüşten sonra, ne yapılması gerektiğinin farkına vardım. Open Subtitles وبعد راقصِ لكمةِ خارج غضبي ويَعاني من جداً لمدة طويلة وسقوط مؤلم جداً، أدركتُ الذي يَجِبُ أَنْ أُعْمَلَ.
    Tecavüz kısmını, öfke kısmını kadar net anımsayamıyorum. TED لا أتذكر كثيرًا عملية إغتصابي بقدر ما أتذكر غضبي
    sinir bozucu çünkü sorunlarımızın sihirli bir şekilde yok olmayacağını biliyorum. Teşekkürler. Open Subtitles هذا يثير غضبي لأنّني أعلم أن مشاكلنا لن تختفي بطريقة سحرية شكراً
    Fakat ben sonunda bana ihanet edenin üzerine öfkemi salmak üzere özgür olacağım. Open Subtitles ومع ذلك، لا أستطيع أخيرا إصلاح غضبي ضده الذين خانوا ه أنجبت لي.
    Ama cidden, ben öfkemi daha iyi ifade ediyorum. Open Subtitles ولكن بصراحة أعتقد بأنني أعبر عن غضبي بطريقة أفضل
    O hap öfkemi yatıştırmak içindi ama içinde uyarıcı vardı. Open Subtitles الهدف منها ان تقلل من غضبي ولكن جعلتني سريعا
    Haklı, tüm öfkemi bu kitaba akıttım. Open Subtitles لقد كان على حق لقد صببت غضبي كله في ذلك الكتاب
    Tanrım, bana kızgın falan mısın? Hayır, elbette değilim, neden kızgın olayım ki? Open Subtitles حسناً ، فيبي أوه ، ماذا ، أتصبين غضبكِ علي أو شيء كهذا ؟ لا ، بالطبع لا لماذا قد أصب غضبي عليك
    Seninle gönül rızasıyla evlendim bu yüzden Tanrı katında, sana kızgın davranmaya hakkım yok. Open Subtitles لقد تزوجتك بكامل ارادتي لذا أنا لاأملك الحق في ان أفرغ غضبي من القدر عليك
    öfkemin 11. yaşında, her çocuk için eğitimin ne kadar önemli olduğunu farkettiğimde, aklıma kullanılmış kitapları toplayıp ve fakir çocuklara yardım etmek geldi. TED غضبي في سن 11، عندما أيقنت كم التعليم مهم لكل طفل ، خطرت لدي فكرة لجمع الكتب المستعملة ومساعدة أفقر الأطفال.
    Diğerleri eşinizi yani kuzenimi öldüren o barbarların çok yakında öfkemin ağırlığını duyacaklarını temin ediyorlar. Open Subtitles فلتكوني واثقة ان البربريين قاتلو زوجك وابن العم سوف يحسون قريبا بمدي غضبي
    Bu beklenmedik buluşma, sinirimi biraz olsun yatıştırmıştı. Open Subtitles هذا الموعد الذي لم أكن أتطلّع إليه خفّف غضبي.
    Haklı Öfkem kuruntudan başka bir şey olmayan zekice ama korkunç planı mı ateşlemişti. Open Subtitles غضبي الذي كان يغذّي خطتي الحذقة والمروّعة كان مجرّد وهم
    Yolumdaki ana engellerden biri olduğundan, ...anneme duyduğum öfke, içimde kaynamaya başladı. Open Subtitles غضبي ضدّ أمّي وصل بداخلي إلى درجة الغليان حيث هي التي تـُمثل إحدى العقبات الرئيسية في طريقي
    Herkes personel toplantılarından ne kadar nefret ettiğimi bilir bu yüzden benim de sinir olup kötü bir şey söyleme ihtimalim yok. Open Subtitles الخبر السار، الجميع يعرف كم أكره الاجتماعات، لذا لحسن الحظ، سيوفر عليّ غضبي والتفوه بأشياء ذنيئة
    Temize çıkınca, beni buraya tıktıranlar gazabımdan payını alacak. Chloe gibi. Open Subtitles وعندما أخرج، المسؤولين عن وضعي هنا سيواجهون غضبي بالتأكيد.
    Bak, kız kardeşini seviyorum sadece bazen beni kızdırıyor tamam mı? Open Subtitles إسمع أنا أحب أختك و لكنها تثير غضبي في بعض الأحيان
    Bir bahis daha diyerek sinirlerimi yatıştıracağını mı sanıyorsun? Open Subtitles هل تخال بوسعك أن تغمد لهيب غضبي برهان آخر؟
    Sinirim yüzünden sadece sağlığımdan değil aynı zamanda işimden ve evliliğimden oldum. Open Subtitles غضبي لم يكلفني صحتي فقط وإنما عملي وزواجي
    Bu gece Öfkemden korkan bir çok adam var etrafımda. Open Subtitles هناك العديد من الرجال الخائفين يختبئون من غضبي هذه الليلة.
    Hâlâ biraz üzgünüm, ama daha çok kızgınım! Open Subtitles ما زلت حزيناً تقريباً لكن غضبي يفوق حزني
    Tamam, sana neden kızdığımı bilmek istiyor musun? Open Subtitles حسناً أتود معرفة سبب غضبي منك؟
    Subaylarımdan birinin bilgim dışında soruşturulmasıyla ilgili Kızgınlığımı ve hayal kırıklığımı başkana ilettim. Open Subtitles انا آسف ، أيتها الرائد لقد اعربت عن غضبي وخيبة أملي الى الرئيس فيما يتعلق بالتحقيق مع احد زملائي الضباط دون علمي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus