Böyle bir hortumla doldurulup Glastonbury'li eski bir suçlu tarafından haftada bir klorlanmaması lazım ama fikir aynı. | Open Subtitles | وليس عن طريق خرطوم ويضاف إليها الكلور عن طريق صاحب سوابق من غلاستونبيري ولكن الفكرة هي نفسها |
- 1191'de Glastonbury Manastırı'ndaki keşişler Kral Arthur'un mezarını bulduklarını iddia etti. | Open Subtitles | ماذا؟ عام 1191، بعض رهبان "(غلاستونبيري)" ادعوا أنهم عثروا على قبر الملك (آرثر) |
Şimdi, Londra'nın 200 km batısındaki küçük Glastonbury kasabası inananların ziyaret ettiği bir yer oldu. | Open Subtitles | "غلاستونبيري)"، وهي بلدة صغيرة) تبعد 125 ميلاً عن "(لندن)" هي قبلة حج للمؤمنين |
Bu cihaz Glastonbury'nin altındaki mağarada bulundu. | Open Subtitles | لقد أحضِر هذا الجهاز من كهف تحت "(غلاستونبيري)" |
Glastonbury'den getirdiğiniz cihaza bağlı. | Open Subtitles | -أجل إنه موصول بالجهاز الذي أحضرتموه من "(غلاستونبيري)" |
Glastonbury'deki mağaradan alınan metinlere bakıyordum. | Open Subtitles | كنت أراجع النصوص من الكهف في "(غلاستونبيري)" |
Bir kaç yıl önce SG-1'nın Glastonbury mağaralarında benzer bir cihazla karşılaştıkları ortaya çıktı. | Open Subtitles | وتبين أنه منذ سنوات قليلة فريق (إس جي -1) صادفوا جهاز مشابه في كهف (غلاستونبيري) ِ |
Bazı Kelt efsanelerine göre, Glastonbury Kayalığı'nın, şehrin üzerindeki tepe, içinin oyuk ve yeraltı şehri, Avalon'un girişine sahip olduğu söylenir. | Open Subtitles | بعض الأساطير السلتية تقول أن "(غلاستونبيري تور)".. وهي التلة المطلة على البلدة هي جوفاء.. وأن مدخل "(آفيلون)" موجود فيها |