Ayrıca Glendale bölgesindeki 5 diğer kadının cinâyetinden suçlu ve mahalle sâkinleri onun gözaltında olmasından rahat bir nefes aldı. | Open Subtitles | انه مشتبه به أيضا في جرائم القتل لخمس نساء في منطقة غليندايل و السكان مرتاحين لأنه رهن الاعتقال |
Galiba Glendale tren istasyonunda gösteri olmuyormuş. | Open Subtitles | أظن ان متجر القطارات في غليندايل |
Birazcık gecikeceğim, Richie. Glendale hesabını toplamam gerekti. | Open Subtitles | سأتأخر قليلاً "ريتشي"، فقد اضطررت إلى تسوية حساب "غليندايل". |
Saldırıdan beri, Glendale'daki güvenli evde, GKM'nin koruması altındaydı. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} منذ الهجوم، هي تحت حماية "م.ج.ع" في منزل آمن في (غليندايل). |
Hayır, Palmdale tarafına gittiğimiz kadarıyla Glendale tarafına da gitmeliyiz. Evet ama saçma kaçıyor. | Open Subtitles | كلا، علينا الوصول شمالا حتى (بالمدايل) وجنوباً حتى (غليندايل). |
Mickey Glendale'da Ermeni bir aileyle yakınlaştı. | Open Subtitles | تورّط (ميكي) مع العائلة الأرمينية في (غليندايل) |
Mickey Glendale'da Ermeni bir aileyle yakınlaştı. | Open Subtitles | لقد وقعت (ميكي) في مشكلة كبيرة مع عائلة أرمينية في (غليندايل) |
Glendale'deki o saçmalık mı? | Open Subtitles | تلك الترهات التي جرت في (غليندايل)؟ |