Bayım, henüz elektronik cihazların kullanımı için güvenli değil. | Open Subtitles | سيدي ، انه من غير الآمن استعمال الادوات الكهربائية الآن |
Otelin içinde kaldığınız müddetçe güvendesiniz, ama buranın dışında bir temizlik ekibi oluşturmadan, dışarıya çıkmak güvenli değil. | Open Subtitles | الآن أنتم بأمان طالما بقيتم داخل هذا الفندق لكن من غير الآمن أن يخرج أحد إلا عندما نحضر فريق مسح بالخارج |
Bu yüzden iptal etmek güvenli değil... ..tabii başka bir program o işi için çalışmaya başlamazsa. | Open Subtitles | لذا، من غير الآمن إزالة المعلومات إلا إذا كان هناك سلك آخر سيحل محله ليقوم بعمله |
Dışarıda olman senin için güvenli değil, biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنه من غير الآمن أن تكوني بالخارج |
İçgüdülerim ona bu kadar güvenmenin o insanlar için güvenli olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | و لديّ إحساسٌ قوي أنّه من غير الآمن أن يمنحوها كل تلك الثقة |
Şu anda DuMort Oteli bir Gölge Avcısı için güvenli değil. | Open Subtitles | من غير الآمن أن تأتي "شادو هانتير" إلى "دو مور" الآن. |
Bakın, asıl konu şu Caleb hala bu konuyla ilgili sorular soruyor ve cevapları bilmesi onun için güvenli değil. | Open Subtitles | المغزى هو أن (كيلب) لا يزال يسأل عن كل شيء ومن غير الآمن له معرفة الإجابات |
Orada olman güvenli değil. | Open Subtitles | من غير الآمن لك التواجد هناك, |
Hanımefendi, burada bulunmanız sizin için güvenli değil. | Open Subtitles | -إنه... إنه ... سيدتي، من غير الآمن أن تكوني هنا. |
Beni almalarının güvenli olmadığını söyledi, o yüzden buraya yolladı. | Open Subtitles | قال إنه من غير الآمن أن أعود لذا أرسلني إلى هنا |