Birleşik Devletler'de örneğin, beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok. | TED | مثلاً في الولايات المتحدة ثلاثة أرباع الناس البيض ليسوا عندهم أصدقاء غير البيض. |
Fakat ayrıca, muhtemelen en ayrıcalıklı beyaz olmayan insanlar arasında olduğumu da biliyorum ve bu iki bağlam arasında dönmeme yardımcı oluyor. | TED | لكني أفهم أيضًا أنني على الأغلب ضمن ذوي الامتيازات الأكثر من غير البيض وهذا يساعدني على أن أوازن بين هذين السياقين. |
Ama aynı zamanda olağanüstü farklılıklar da var, genelde beyaz olmayan ve beyaz Y kuşağı arasında. | TED | لكن هناك كذلك اختلافات شديدة، غالبًا بين جيل الألفية غير البيض وجيل الألفية البيض. |
Hep beyaz olmayan bir fahişeyle sevişmek istemiştim. | Open Subtitles | أنا أريد دائما لممارسة الجنس مع عاهرة الذي كان غير البيض. |
Bu yüzden siyahi ve beyaz olmayan Y jenerasyonunun ve tüm renklerdeki insanların hikâyeleri anlatılmalı ve aynı zamanda dinlenmeli. | TED | لذلك، فحكايات جيل الأفية السود، وجيل الألفية الحنطي اللون وأجيال الألفية من غير البيض تحتاجُ في الواقع أن تُحكى، كما أنهم بحاجة لمن يصغي لهم. |
Whitney Rodgers: Bunun seni endişelendirdiğini söylemene gerçekten memnun oldum çünkü Twitter'da rahatsız ve taciz edildiğini söyleyen insanlar hakkında çok şey yazıldı, bence bunlar, özellikle de kadınlar ve farklı etnisiteden kadınlar ve siyahi kadınlar. | TED | ويتني بينينغتون: أنا سعيدة حقًا لسماع أن هذا شيء يهمّك، لأنني أعتقد أن هناك الكثير من الكلام عن أناس أسيء معاملتهم وتعرضوا للمضايقة على تويتر، وأعتقد أن لا أحد أوذي أكثر من النساء والنساء من غير البيض وذوات البشر السوداء. |
O kadar fazla trans insan-- özellikle beyaz olmayan kadınlar-- kendi canlarını almaktan bir küçük düşürücü yorum uzakta ki. | TED | هناك العديد من الناس المتحولين جنسيًا... خاصة النساء من غير البيض... على بُعد تعليق واحد مهين لفقد حيواتهم. |
Burada zengin, beyaz olmayan erkekler var. | TED | ولدينا هنا الذكور الأغنياء غير البيض. |
Burada zengin olmayan beyaz erkekler var, zengin, beyaz olmayan, erkek olmayan, zengin olmayan, beyaz, erkek olmayan ve zengin olmayan, beyaz olmayan, erkek. | TED | ولدينا هنا الذكور غير الأغنياء البيض، والأغنياء غير البيض وغير ذكور، وغير الأغنياء البيض غير الذكور والذكور غير الأغنياء وغير البيض. |
"Burada beyaz olmayan bir sürü insan var" diyorum, buna rağmen şehrin yüzde 90'ının Afro-Amerikalı olmadığını biliyorum, o zaman neden turuncu kıyafetin içindekilerin yüzde 90'ı Afro-Amerikalı? | TED | فتقول: "هناك الكثير من غير البيض هنا" وذلك رغم علمي بأن سكان المدينة لا يشكّلون 90% من الأمريكيين الأفارقة إذن لماذا 90% من الأشخاص المرتدين للون البرتقالي هم أمريكيين أفارقة؟ |
Twitter'daki topluluğun sağlığı hakkında konuşmuşken ''herkesin sağlığı'' benim için önemli ama şunu bilmek istiyorum, Twitter'ı bu grup için, kadınlar için, farklı etnisiteden ve siyahi kadınlar için nasıl güvenli kılmayı düşünüyorsun? | TED | ولذا عندما تفكر في صحة مجتمع تويتر، أنا مهتمة بسماع كلمة (الصحة للجميع)، لكن على وجه الخصوص، كيف تنوي أن تجعل تويتر مكانًا آمنًا لتلك الفئة من النساء من غير البيض والبشرة السوداء؟ |