Kendimizi kandırmaya devam edemeyiz. Bu şey gerçek değil. | Open Subtitles | لا يمكننا خداع أنفسنا فذلك الشيء غير حقيقي |
Olay şu ki; ne gerçek ne gerçek değil hiç belli değildi. | Open Subtitles | الأمر بأني لا أعرف ما كان حقيقياً وما كان غير حقيقي |
Stephanie, bu gerçek değil. Bak, bana herhangi bir şey sor. | Open Subtitles | هذا غير حقيقي يا ستيف إسأليني عن أي شيء |
Burada oturup sana bakıyorum, senin mantığına göre sen de gerçek değilsin. | Open Subtitles | وانا اراك جالسا هنا لذا حسب منطقك فربما تكون انت غير حقيقي |
Ona zor olacağını söyledim. Ve herşeyin gerçek dışı olduğunu. | Open Subtitles | اخبرته من الصعب ان يحدث هذا, وان كل شيء غير حقيقي |
Ooo bu gerçek olamaz Hatırlarsan, senin bir gün ünlü olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | هذا غير حقيقي من الأفضل لك أن تتذكرني... عندما تصبح مشهوراً وما شابه |
40 yıl, gerçek olmadığını bildiğin bir evliliğin içinde kaldın. | Open Subtitles | انت استمريت في زواج تعرف انه غير حقيقي لأربعين سنه |
İnsanlar sürekli mükemmel olamaz, çünkü bu gerçek değil, öyle değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون الناس مثاليّون على الدوام لأن ذلك غير حقيقي, أليس كذلك؟ |
Hayatınla ilgili bildiğini sandığın hiçbir şey gerçek değil! | Open Subtitles | ويجب أن تعرف أن ما تعرفه عن حياتك غير حقيقي |
Bu gerçek değil, Kathy! | Open Subtitles | أما ما بيني وبينهـا فهو غير حقيقي على الإطلاق |
Size kaç defa bu program gerçek değil diye söyledim. | Open Subtitles | كم مرة أخبرتكم بأن هذا البرنامج غير حقيقي ؟ |
Elinde bile tutamıyorsun. Sanki gerçek değil gibi. | Open Subtitles | لايمكنك أن تمسك به بيدك، وكأنّه غير حقيقي |
Kötü bir şey, acayip bir şey görürsen o gerçek değil, tamam mı? | Open Subtitles | من المهم أن تتذكري , إذا رأيتِ أى شئ سئ أو غريب, فهو غير حقيقي. |
Sen gerçek değilsin, çocuklarımıza anlattığımız korkunç hikâyelerden birisin. | Open Subtitles | إنك غير حقيقي ، إنك قصة مخيفة نحكيها لأطفالنا |
...belirsiz ve uzak.. ...gerçek dışı gerçekliğe doğru aniden gidersin. | Open Subtitles | تنتقل بشكل مفاجئ من البعد والغموض إلى واقع غير حقيقي جداً. |
Bu gerçek olamaz. | Open Subtitles | لقد كان هذا غير حقيقي |
Bir şeyin gerçek olmadığını bildiğin halde onu sevmeye devam edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تعرفي انه هناك شيئا غير حقيقي و تستمرين بحبه |
Evet, siz ikiniz gidip arkasına saklanacak başka yalan bulun. | Open Subtitles | نعم , اذهبو انتم الاثنين .. لتجدو شىء غير حقيقي تختبئون منه |
- Boobie Miles hakkındaki. Hayır, reklam gerçek olmayan bir şey için yapılır. | Open Subtitles | الخرافة المحيطة ببوبي مايلز كلا الخرافة هي شيء غير حقيقي |
Fantezi. | Open Subtitles | غير حقيقي. |
Ama asıl zor olan şey, nesiller arasındaki duygusal manzarada gezinmektir. Ve "İnsan yaşlandıkça kemale erer" atasözü de Doğru değil. | TED | و لكن ماهو اكثر صعوبه هو أن المشهد العاطفي بين الأجيال و المثل القديم القائل مع الزمن تأتي الحكمة غير حقيقي |
Biz bütün vampirlerin şeytan olduğu fikrinden yola çıkıyoruz ama bu, ya doğru değilse? | Open Subtitles | أننا كونا رؤيا بأن جميع مصاصين الدماء بقدر الشر المعروف عنهم لكن ماذا لو كان ذلك غير حقيقي ؟ |
Bilemiyorum. Belki gördüğüm şeyler gerçek değildi. | Open Subtitles | لا أعلم, ربما مهما كان ما رأيته غير حقيقي |
Sanırım ikimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | أظن أن كلانا يعلم الآن، أن ذلك غير حقيقي. |
Yoksa, zaman gerçek dışıdır. | Open Subtitles | هنـا الوقت، وبصورة دامغـة، غير حقيقي. |
Buradaki herkes gerçek değilmiş gibi davranıyor. Ama gerçek. Onun yanlış yapmasını engellemek bana düşüyor. | Open Subtitles | الجميع هنا يدعي أنه غير حقيقي ولكنه كذلك يجب ان اوقفه من ان يكون سئ ، هذه مهمتي. |
Bir şey gerçek olamayacak kadar iyiyse, o gerçek değildir. | Open Subtitles | عندما يبدو شيء جيد جدا لكي يكون حقيقيا وهو غير حقيقي |