"غير مرتاحة" - Traduction Arabe en Turc

    • rahatsız
        
    • huzursuz
        
    • pek rahat
        
    • rahat değilsin
        
    • rahat hissetmiyorsun
        
    O evli ve sen onu rahatsız ediyorsun. Hatta, senden korkuyor. Open Subtitles إنها متزوجة وأنت تجعلها غير مرتاحة في الواقع، إنها خائفة منك
    rahatsız olmadım, lütfen, siz de rahatsız olmayın. - En iyisi size biraz izin vereyim. Open Subtitles أنا لست مرتاحاً لذا من فضلك لا تكوني غير مرتاحة أيضاً
    Felicity benim sevgilim ve dolabında uyuşturucu bulduğunda çok rahatsız oldu. Open Subtitles إنه صديقتي الحميمة إنه جعلها غير مرتاحة حقاً
    Eminim ki, senin huzursuz olmanı istemediği için aramızda geçenleri hafifleterek anlatmıştır. Open Subtitles لقد قلل من أهمية ماضينا لأنه عرف بأنك ستكونين غير مرتاحة انه فعلا في الماضي.
    Senin adına kendimi rahatsız hissettim. Open Subtitles لقد كنت غير مرتاحة من أجلك في تلك اللحظة.
    Bu kelimelerin beni rahatsız etmesi benim suçum değil. Open Subtitles ليس خطأي أن الكلام البذيء يجعلني غير مرتاحة خطأ من؟
    - Birkaç kez kalkıp gitmek istedim ama beni bırakmadı ve aslında çok rahatsız oldum. Open Subtitles وقد حاولت المغادرة مرة او مرتين, ولكنها كانت تُصر واجبرتنى على البقاء وكنت غير مرتاحة جدا
    Ara sıra rahatsız olduğun zamanlar olacaktır ama genellikle sıkıcı olacak. Open Subtitles ربما قد تكونين غير مرتاحة بعضاً من الوقت لكن غالباً سيكون الأمر مملاً
    İnsanlara rahatsız hissettirmelerinden hoşlanmadığına emin misin? Open Subtitles هل انت متأكدة من أنه لا يهمك اذا كان هذا يجعل الناس غير مرتاحة
    Halk içinde, onlar kibar, Gözlerinin içine bakan ama çok geçmeden seni rahatsız etmeye başlayan sorumluluk sahibi insanlardır. Open Subtitles عند الجماهير هم جزء من المجتمع الذين ينظرون إلى عينك ولكن ليس لوقت كافي لجعلك غير مرتاحة
    Bu şekilde konuşmam seni rahatsız ediyor. Open Subtitles أجعلكِ غير مرتاحة عندما أتحدث هكذا، أليس كذلك؟
    Neden bahsettiğiniz anlamıyorum ve beni birazcık rahatsız ediyorsunuz. Open Subtitles لا أفهم عمّاذا تتحدث و إنك تجعلني غير مرتاحة بعض الشيء
    Bir hafta falan sonra jinekoloğa gittim, kendimi rahatsız hissetmiştim. Open Subtitles ذهبت الى طبيب النساء بعد حوالي أسبوع لأني شعرت بأني غير مرتاحة
    Eğer sana yeni cihazlar ve araştırma gezileriyle hakim olmuyor olsaydım ben rahatsız olacaktım. Open Subtitles لكِن إن لم أتحكّم بك عن طريق المعدات الجديدة ورحلات البحث سأصبح أنا غير مرتاحة
    Tamamen, rahatsız olmaktan seksüalitemle rahatım zaten. Open Subtitles إنني تماماً مرتاحة بكوني غير مرتاحة بحياتي الجنسية
    Sanırım seni rahatsız eden şeyin ne olduğunu biliyorum. Birkaç haftadır neden yanımdayken garip davrandığını. Open Subtitles أعتقد أنّي أعرف ما يزعجك، ولم أنت غير مرتاحة معي آخر أسبوعين.
    Tatlı su akvaryumunda olan bir tuzlu su balığı olsaydın sen de rahatsız görünmez miydin? Open Subtitles ألن تكوني غير مرتاحة لو كنتي سمكة اعتادت العيش في المياة المالحة والآن هي بالمياة العذبة؟
    Sürekli ona bakıp huzursuz etmiş olabilir. Open Subtitles لن تكون لديه الشجاعة سوف يكون حدق بها جعلها غير مرتاحة
    Artık işle, aşkı karıştırmaktan pek rahat olmadığını söyledi. Open Subtitles وقالت انها غير مرتاحة بمزج العمل مع المتعة بعد الان
    Sırf sen rahat değilsin diye. Baba? ! Open Subtitles هذا ضلم ، فقط لأنك غير مرتاحة ، أبي.
    - sen bize karşı kendini rahat hissetmiyorsun. Open Subtitles -أنتِ غير مرتاحة كفاية لإخبارنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus