İnsan ilişkilerini, çıkar ilişkisi olarak düşünürsek bu bize çok rahatsız edici gelecektir. | TED | وعندما نفكر بالعلاقات البشرية في طريقة المعاملات في الاساس غير مريحة لنا كـبشر |
Öbür türlü Bill'e yalan söyleme fikri çok rahatsız edici. | Open Subtitles | ما لم تكن فكرة الكذب على بيل غير مريحة لك. |
Bu sizi şaşırtabilir ama anatomi dersleri cerrahlar için rahatsız edici olabilir. | Open Subtitles | ربما تصيبك الدهشة لكن فصول التشريح يمكن أن تكون غير مريحة للجراحين |
Bunu senin için rahatsız bir ortama çevirirdim. | Open Subtitles | سأقوم بأمور غير مريحة بالنسبة لك. ارتداء معطف الأطباء لا يؤخذ بهذا الهراء. |
Ama bu orantısızlıkla beraber kurumlarla ilgili herşey kendisini tatsız hale getiriyor. | TED | لكن كل شئ حول المؤسسات يجعلها غير مريحة مع عدم التناسب ذلك. |
Böyle gergin ve stresli olduğunuz zaman yaşamak çok rahatsız edici. | TED | وهذه طريقة غير مريحة جداً للعيش في الحياة، أي عندما تصاب بهذا التوتر والضيق الشديد. |
Bu topuklular oldukça rahatsız edici. neyse ki onları giymeyeceğim. | TED | هذه الكعوب غير مريحة جداً، لذا من الجيد أنني لن أقوم بارتدائهم. |
Ancak bu hikâye kaydetme süreci rahatsız edici, üzücü olabilir ve bazen mahkûmlara çok fazla gelebilir. | TED | لكن هذه العملية المتعلقة بالتسجيل، من الممكن أن تكون غير مريحة ومحبطة وأحيانًا فوق طاقاتهم. |
Biri bize çarparsa ön camdan uçmak... da rahatsız edici olabilir. | Open Subtitles | حسنا , عندما يصطدم بنا أحد وتطير من الزجاج الأمامي هذه غير مريحة أيضا والآن ضع حزام الأمان |
Silahların ve patlayıcıların çok klas olduğunu düşünürsünüz, ama sonuna geldiğinde rahatsız edici gelir. | Open Subtitles | كنت أعتقد أنه لن يكون باردا اشتباكات وانفجارات , ولكن بعد ذلك كنت في نهاية المطاف مجرد الحصول على غير مريحة. |
Bu konuşmayı çok rahatsız edici buluyorum, yüzbaşı. | Open Subtitles | أَجِدُ أن هذه المحادثة غير مريحة جداً، أيتها الكابتن |
Bazı hayvanların bir dönem yaşadıktan sonra neslinin tükendiği iddiası rahatsız edici sorular doğurdu. | Open Subtitles | هذه الدعوي بأن هناك كائنات قد ظهرت ثم انقرضت أثار أسئلة غير مريحة |
rahatsız edici biçimde, insanı yanlış şeylere yönlendiren bi tampon gibi yok saymak imkânsızdı. | Open Subtitles | ومثل سدادة قطنية غير مريحة, كان من المستحيل تجاهله. |
Onu tutuklamak zorunda olman üzücü ama bu beni rahatsız edici bir açıklama yapmaktan kurtarır. | Open Subtitles | مؤسف انك عليك اعتقالها ولكن ذلك يساعدني على تجنب محادثة غير مريحة |
Bana iki rahatsız edici açıklama borcun var. | Open Subtitles | صحيح ، لقد نسيت انت مدين لي بمحادثتين غير مريحة |
Bazen 4-5 adamla bir kız gibi rahatsız edici şeylere tanık olacaklar. | Open Subtitles | في بعض الأحيان مثلاً 4 أو 5 رجال ,و فتاة واحدة فقط ,تفعل أشياء غير مريحة |
Hmm, teşekkürler, Sean, bu gereksiz ve cidden rahatsız edici tavsiyen için. | Open Subtitles | حسنا،شكرالك ،شون، لذلك لا داعي لها وشهادة غير مريحة للغاية. |
Aslıda bir çıkma değildi, feci halde rahatsız bir seksüel deneyimdi. | Open Subtitles | لم يكن تواعد أكثر من كونه تجربة غزلية غير مريحة و كارثة |
Bazı hastalar rahatsız bir deneyim geçirebiliyorlar. | Open Subtitles | بعض المرضى يمرون بحالة غير مريحة من الإحساس بالنقر |
Bir nötron yıldızı üzerinde durmak bir insan için biraz tatsız bir deneyim olurdu. | Open Subtitles | إذا وقف إنسان على سطح نجم نيتروني ستكون تجربة غير مريحة |