Ben hazır değilim ve yüzme şenliği var bu akşam. | Open Subtitles | أنا غير مستعدة إلى الآن ولديها أمر السباحة ذاك الليلة |
Ama ben henüz evliliğe hazır değilim. Henüz değil. | Open Subtitles | لكن بكل بساطة أنا غير مستعدة للزواج ليس الآن |
Buraya getirdiğin için sağ ol. Evde yalnız kalmaya daha hazır değilim. | Open Subtitles | شكراً لإحضارى هنا, أنا غير مستعدة أن أكون وحدى فى البيت فى هذ الوقت |
Tamam. Ayılarla devam edelim. Ayılar neden hâlâ hazır değil? | Open Subtitles | حسناً ، سنتابع بعرض الدببة لماذا الدببة غير مستعدة ؟ |
- Henüz hazır değil. - Yukarıdakiler onu istiyor. Şimdi. | Open Subtitles | ـ إنها غير مستعدة ـ نريد صعود السلم الآن |
- Olmaz. Daha hazır değilsin. Ayrıca, içinde bebeği yapmak için bir erkeğe ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | اريد ان انجب الآن .. لا تستطيعين فأنت غير مستعدة |
Birkaç hafta önce Brown'a başlayacaktım ama sonra buna henüz hazır olmadığımı fark ettim. | Open Subtitles | وكان من المفترض أن أبدأ الدراسة في جامعة براون منذ أسابيع لكن أكتشفت أني غير مستعدة |
Ama prova yapmadım, hazır değilim. | Open Subtitles | لكنني لم أتمرن على أغنية أو أي شيء أنا ببساطة غير مستعدة |
Sadece senin gibi onu suçlu bulmaya hazır değilim. Bu yüzden mi beni sorgu sırası dışarı postaladın? | Open Subtitles | أنا فقط غير مستعدة لإتهامه بجريمة قتل لذلك رفستيني خارج الإستجواب؟ |
-Galiba insanların bunu öğrenmesine hazır değilim. -Müthiş. | Open Subtitles | أظن بأنني غير مستعدة لإعلام الناس بذلك رائع |
Sadece birbirimizin hayatından temelli çıkmaya hazır değilim. | Open Subtitles | أنا فقط غير مستعدة لكي نكون . خارج حياة بعضنا للأبد |
Üzgünüm ama hayatımın geri kalanını nefret ve dargınlık atmosferinde geçirmek için hazır değilim. | Open Subtitles | أنا آسفة, ولكنني غير مستعدة لعيش بقية حياتي في جو من البغض والاستياء |
Hâlâ hazır değilim ama ne zaman olacağım ki? | Open Subtitles | لازلت غير مستعدة لكن متى سأستعد؟ |
Ve bana da size tavsiye vermem için ödediniz ve tavsiyem şu ki henüz hazır değil. | Open Subtitles | وأنا أنصحك الآن بخصوص هذا المشروع .. وأقول لك إنها غير مستعدة |
Çünkü, henüz seni görmeye hazır değil. | Open Subtitles | لأنّها غير مستعدة لرؤيتك بعـد ، هذا هو السبب |
Bu derecede bir olaya hazır değil. Bunu yapamaz. | Open Subtitles | فهي غير مستعدة لأمر بهذا المستوى ولا تملك الخصائص الكافية |
Benim felsefeme göre eğer kelimeyi hecelemeden bile söyleyemiyorsan o zaman kesinlikle hazır değilsin. | Open Subtitles | حسنٌ , فلسفتي تقول بأنكِ لو لايمكنكِ أن تقولي الكلمة من غير أن تنطقيها .إذن إنكِ بالتأكيد غير مستعدة |
Sen henüz bir ilişkiye başlamaya hazır değilsin, | Open Subtitles | بأنك غير مستعدة لمواعدتي حتى الآن |
Önemli değil. Sadece daha hazır değilsin. | Open Subtitles | .أتعلمين , لا بأس أنت فقط غير مستعدة |
Moda gösterisinde birbirimize özel olmaya hazır olmadığımı söylediğim için mi yaptın? | Open Subtitles | هل كان ذلك بسبب قولي في مسرح عرض الأزياء أني غير مستعدة لقصر علاقتي على شخص واحد؟ |
Çünkü bir ilişki için hazır olmadığımı biliyordu ve senin aksine ben, ayrılığımızın haftası çıkmadan ki benim de uzun süredir şüphelendiğim bir kadınla düşüp kalkmıyorum. | Open Subtitles | لعلمه أني غير مستعدة لخوض علاقة في الوقت الراهن بخلافك، احتجت أقل من أسبوع لترتمي في حضن امرأة لطالما اشتبهت أنها عشيقتك |
Bebek için hazır olmadığını ve beklmek istediğini söyledim. | Open Subtitles | لم أقل لها أنك غير مستعدة لإنجاب طفل، لقد أخبرتها بأنك ترغبين بالانتظار. |