Bu, tamamen ve kabul edilemez bir mahremiyet ihlali. | Open Subtitles | ان هذا يكون تعدٍ كامل و غير مقبول على خصوصيتي |
O yüzden çirkin ve vasat çevreler inşa edersek - ben bunlara karşı duyarsızlaştığımız kanısındayım - bunu yapmaya devam edersek büyük çapta barbarlıktan farkı kalmaz, bu da kabul edilemez bir şey. | TED | وإذا استمررنا في بناء بيئات دون المتوسط وقبيحة - وأعتقد أننا أصبحنا فاقدين للحس تجاه ذلك - إذا استمرينا في ذلك، إنها شيء مثل تخريب واسع النطاق، وهو أمر غير مقبول على الإطلاق. |
Hayır, kesinlikle kabul edilemez bir şey. | Open Subtitles | لا,هذا غير مقبول على الاطلاق |
Bu yaptığınız kabul edilemez bir şey! | Open Subtitles | (ليكي)، على الفور! -هذا غير مقبول على الإطلاق! |