aksini söyleyen olursa ağzını burnunu dağıtırım valla. | Open Subtitles | أنت حقاً أجمل . ومن يقول غير هذا فهو يمشي أثناء سيره |
Bir muz için öldürülebilirsin. Ama Bunun dışında herşey çok güzel. | Open Subtitles | يمكن أن تصبح مقتولا بسبب موزة لكن غير هذا فهم لطفاء |
Söylesene, annem hakikaten burada mı, Yoksa bu da Enos'un yalanlarından biri mi? | Open Subtitles | قل لي، أمي حقا هنا، أو غير هذا واحد آخر من أكاذيب أنوس؟ |
- Başka ne bilmiyorum. - Ben hız gerek, saat bu kadar duyuyorum. | Open Subtitles | . لا أعلم ماذا غير هذا . أنا متأخرة ، يجب أن تسرع |
Beş dakika içinde, elinde bu evden Başka bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | خمس دقائقِ مِنْ الآن، أنت سَتملك لا شيء غير هذا البيتِ |
Biraz başım dönüyor, Onun dışında iyiyim. | Open Subtitles | أشعر ببعض الدوار، ولكن غير هذا أنا بخير. |
başka türlü, firman, devam eden davalarla ilgili bu kadar çok bilgiyi nasıl elde edebilir? | Open Subtitles | كيف حصلت شركتك غير هذا على معلومات كثيرة في قضايانا الجارية؟ |
Burası dışında bir yere 4 tane birinci sınıf uçak bileti. | Open Subtitles | أربع تذاكر من الدرجة الأولى إلى أي مكان غير هذا |
Bana aksini ispat eden kanıtlar getir, can kulağı ile dinlerim. | Open Subtitles | حسناً ،ان اتيت بدليل على غير هذا كلي آذان صاغية |
aksini söyleyenler, vaktini harcamaya değmez. | Open Subtitles | .أي آحد يقول غير هذا .. لا تضيع وقتك معه |
Eğer aksini iddia etmek niyetindeysen. Seninle de Beatrice ile hesaplaştığım gibi hesaplaşırım.. | Open Subtitles | وإذا كنتِ تريدين قول غير هذا ، سأتعامل معكِ بنفس طريقة " بياتريس". |
Bunun dışında, gitmenizi istemek zorundayım. Benim suç mahallimi daha fazla alt üst etmeden önce. | Open Subtitles | غير هذا سوف أطلب منك مغادرة مسرح الجريمة حتى لا تلوثيه |
Ah tamam yüksek rakımlarda insan vücudunun neler yaptığı hakkında birşeyler öğrenebiliriz ve muhtemelen tıpçılar bizim gözlemlerimizi havacılığın ilerlemesi için kullanabilirler ama Bunun dışında hiçbir yararı olmaz. | TED | أوه ، قد نتعلم شيء بسيط عن سلوك جسم الإنسان في الأماكن المرتفعة، وبإمكان رجال الطب أن يحولوا ملاحظاتنا هذه إلى بعض الاستعدادات التي قد تنفذ عند الطيران، ولكن غير هذا لن يحدث شيء آخر. |
Tamam mı? Bunun dışında kalanlar sadece duman dolu kahvehane zırvalığı. | Open Subtitles | و أي شيء يقال غير هذا يعد هراءً |
Hayır, 28, Sadece erkekleri sayarsak tabii ki, Yoksa 31 | Open Subtitles | لا ، 28 ، هذا إذا عددنا الرجل ، غير هذا 31. |
Yoksa içgüdülerinin suçlu olmadığını söylediğini söylerdin. | Open Subtitles | أجل, أكثر من مره من الواضح غير هذا لأخبرتني أن حدسك يخبرك إنه ليس مذنباً |
Yoksa hiç bir işe yaramazsın. | Open Subtitles | ومن غير هذا فلا يوجد هناك داعي لأن نبقى مع بعضنا |
- Biri onu almış. - Başka ne görüyorsun ? | Open Subtitles | شخص ما أخذها بعيدا و ماذا ترى غير هذا ؟ |
- Başka ne yapabileceğimi bilmiyorum. Gidelim. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ماذا غير هذا يمكنني فعله هيا بنا |
"Aman Tanrım, dünya kötüye gidiyor ve dünyadan kaçmamız gerek, çünkü Başka bir yerde gelecek kurmamız lazım" gibi bir durum yok. | TED | ليس الأمر على غرار: "يا إلهي، العالم يسير بالاتجاه الخاطئ وعلينا أن نهرب لأننا نحتاج مستقبلًا آخر في مكان ما غير هذا". |
Başka bir yerde Başka bir zamanda belki tek başına kalabilirsin. | Open Subtitles | فى وقت غير هذا ومكان غير هذا كان من المحتمل أن ننسجم سويا |
Karanlığı sevmiyor ve bazen ağIıyor Onun dışında... | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول إنه يسبب شىء إنه يكره الظلام ويبكى من حين لأخر, لكن غير هذا... |
Ama başka türlü olsaydı kesinlikle giderdim. | Open Subtitles | لكن غير هذا كنت سأذهب بالتأكيد |
Burası dışında her yer olur, Sarah. | Open Subtitles | اي مكان غير هذا يا ساره يا الهي |
Onun haricinde bir şey olmadı. | Open Subtitles | لا شيء آخر غير هذا |