O dönemde gerçekleşen olaylar karışık veya belirsiz olarak görünüyor. | Open Subtitles | وكل الأحداث في هذا الوقت تظهر بصعوبة وبمعالم غير واضحة |
Yine bir sır olarak kalıyor, cibinlik tarafından örtülüyor, belirsiz, anlaşılmaz. | Open Subtitles | لقد ظلت غامضة ,محجوبة بغطاء البعوض .غير واضحة, مجهولة |
Gözlem küresinin içine girerken yanıma karanlığa tamamen adapte olmuş insan gözü kadar hassas bir kamera da aldım. Biraz bulanık ama olsun. | TED | و معي بداخل المجال كاميرا مكثفة حساسة كعين بشرية متكيفة مع العتمة، و ان كانت غير واضحة قليلا. |
Eğer başka bir belirti hissedersen, bulanık görme falan hemen şuradaki polis beye söyle. | Open Subtitles | إن شعرتِ بأي تأثيرات إضافية، أو رؤية غير واضحة قومي بإخبار رجل الشرطة في الحال |
Tüm bu hikâye temel olarak net değil ve net olmayan sonuçlarla desteklenmiş. | Open Subtitles | هذه كامل القصّة غير واضحة جوهريا، و لذا، يشجّع تحليل غير واضح. |
Ayrıntılar şu an net değil. | Open Subtitles | بالرغم من أن التفاصيل غير واضحة |
Hasara dair raporlar henüz belli değil ama öğrendiğimiz kadarıyla Los Angeles, Washington ve New York yok oldu. | Open Subtitles | التقارير غير واضحة عن كمية الخسائر لكن يبدو انه تم تدمير لوس أنجلوس وواشنطن ونيويورك |
Üzerinde, Belirgin olmayan bir parmak izi parçası bulunan bu kutu erkekler tuvaletinde bulundu. | Open Subtitles | ويتضح هذا في حمام الرجال مع بصمة غير واضحة |
İş tanımın belirsiz mi Vaughan? | Open Subtitles | هو الوصف الوظيفي الخاص غير واضحة, فوغان ؟ |
Kadın farklı şeylere baksın diye yeterince belirsiz olmak istedim. | Open Subtitles | اردت لها ان تكون غير واضحة بما فيها الكفاية للنظر في أشياء مختلفة |
Eğer giriş kapısındaki bot izine bir daha bakarsanız, topuğu temas ettiği yerde neredeyse belli belirsiz bir damla kan görürsünüz. | Open Subtitles | إذا اخذت لمحةً أخرى الى اثار الحذاء على الباب الامامي انت تقريباً سترى بقعة غير واضحة من الدماء |
Morozov, bazı hassas noktalar buldum ama durumları belirsiz. | Open Subtitles | 'موروزوف' لدي هنا بعض التصورات، لكنها غير واضحة. |
Revan revan kan, onlarca parti. Detaylar tamamen bulanık. | Open Subtitles | الكثير من الدماء و الكثير من الأشلاء التفاصيل غير واضحة بالنسبة إليّ |
Tek gördüğüm maskeli bir adamın bulanık fotoğrafı. | Open Subtitles | لأني كل ما أراه هنا هو صورة غير واضحة لشخص يرتدي قناع |
İki yıldan biraz az, gasp için, iki saldırı suçlaması, mahkumiyet yok... son 18 ay şimdilik bulanık. | Open Subtitles | عامين أو أقل ، بتهمة الابتزاز تهمتين إعتداء ، لا إدانات الأشهر ال 18 الماضية غير واضحة حتى الآن |
Ayrıntılar şu an net değil. | Open Subtitles | بالرغم من أن التفاصيل غير واضحة |
Yeterince net değil, işe yaramıyor. Ona yardım edebilir misin? | Open Subtitles | والصور غير واضحة ومشوشة، هلا ساعدتها؟ |
Yüz tanıma için yeterince net değil. | Open Subtitles | مازالت غير واضحة للتعرّف على وجهه. |
Yatın batma nedeni, şu an için belli değil. | Open Subtitles | ظروف غرق القارب غير واضحة فى الوقت الحالى |
Belirgin olmayan demek görünmez, bilinmez demek değil midir? | Open Subtitles | غير واضحة, تقصد غير مرئية أو مخفية؟ نعم |
Muhtemelen modelden, birinin bu gürültü resmini sola koymuş olmasını biraz ihtimal dışı ve birinin sağdakine benzer özçekim koymasının olası olduğunu söylemesini isteriz. | TED | غالبًا سنرغب في أن يخبرنا النموذج أنه من المستبعد أن يقوم شخص بنشر الصورة غير واضحة إلي ناحية اليسار، لكن من المحتمل جداً أن ينشر صورة شخصية له كالصورة الموجودة على اليمين. |
Hindistan'da Naxalite hareketi ve... [anlaşılmıyor] hareketi hüküm sürüyordu. | TED | في الهند، كانت حركة الناكسالاتيين، الحركة الـ [غير واضحة]. |