Söylemek zorundayım, Gisborne. | Open Subtitles | أنا مشمئز من كلامه، غيسبورن لكن لمرة واحدة ذلك أبله متفاخر |
Hala Gisborne'nun bizi nasıl bulduğunu söylemedin. | Open Subtitles | أنت لم توضّح حتى الآن كيف عرف غيسبورن أين سيجدنا؟ |
Gisborne bizimle savaşmayı seçti, John. | Open Subtitles | غيسبورن إختار الإنضمام إلينا في كفاحنا، جون |
Çürümüş bedenleri yer altında bulundu Gisborne onları oraya kilitledi bütün askerleri. | Open Subtitles | أجسامهم النتنة وجدت تحت الأرض غيسبورن حبسهم فيه القوة الكاملة |
Karınlarını doyurun, Gisbourne. Daha iyi çalışırlar. | Open Subtitles | عليك أن تُطْعمهم , (غيسبورن)حتى يعملوا أفضل |
Yaramaz Robin Hood bizim küçük Guy'ı korkutuyor mu? | Open Subtitles | كان ذلك روبن هود الشرّير الفظيع إلى غيسبورن الصغير؟ |
İşte şimdi tam da bizim tanıdığımız Gisborne gibi konuştun. | Open Subtitles | الآن، ذلك يبدو مثل غيسبورن كلنا نعرفك ونحتقرك |
Eğer kendini kurtarmak istiyorsan dinle Gisborne'u tünele getir. | Open Subtitles | إذا تريدين إنقاذ نفسك، إسمعي هذا غيسبورن يصل إلى النفق |
Gisborne. Bana işini bilen bir şarlatan bulun. | Open Subtitles | " غيسبورن "، أنت وجدتني مشعوذ من يعلم ماذا هو يفعل |
- Gisborne'u Trip Inn'e kadar takip ettim. Buluştuğu her kimse gelmedi. | Open Subtitles | أنا اتبعت " غيسبورن " إلى الفندق الذي كان سوف يقابله لم يأتي |
Gisborne her zaman bizden 5-6 adım önde. | Open Subtitles | " غيسبورن " دائماً لديه خمسة أو ستة خطوات أمامنا |
İçinizden biri bize ihanet ediyor. Gisborne ile buluşuyor ve sırlarımızı satıyor. | Open Subtitles | واحد منكم خاننا، أنت اجتمعت مع " غيسبورن " وأنت بعت وفضحت أسرارنا |
Gisborne! Henry gitmiş. Gisborne! | Open Subtitles | " غيسبورن "، " هنري " رحل! " غيسبورن "، " هنري " رحل أيها الحراس ابحثوا عنه وأوجدوه |
- Ne olursa. Marian garson kızın Gisborne ile konuştuğunu görmüş. Trip'de. | Open Subtitles | أي شيء، " ماريان " شاهدت الخادمة تتكلم إلى " غيسبورن " في الفندق |
Marian, bir garson kızı Gisborne'dan para alırken görmüş. | Open Subtitles | " ماريان " شاهدت خادمة تأخذ المال من " غيسبورن " |
Marian ile buluşup Gisborne'un tam olarak ne bildiğini öğrenmeliyim. - Biz de geliyoruz. | Open Subtitles | أنا سوف أقابل " ماريان " لإيجاد بالضبط ما قام به " غيسبورن "، نحن سنأتي! |
Bu sırada, ben Gisborne'nun kamp hakkında bildiklerini öğrenene kadar hepiniz dağılmalısınız. Gün batımında Trip'e gideceğim. | Open Subtitles | حتى أنا أجد ماذا يعلم " غيسبورن " حول المخيّم أنا سوف أذهب للقلعة وقت الغروب |
Gümüş. Altın değil. Gisborne'a parasını saklamasını söyleyeceksin. | Open Subtitles | فضي ليس ذهبي، أنت ذاهب للقول إلى " غيسبورن " ليحفظ ذلك المال! |
Gisborne'nun bizi incitmesine izin vermem. Ona bir daha böyle şeyler söylemem. | Open Subtitles | أنا لن أترك " غيسبورن " يعذّب أي واحد فينا أنا أبداً لم أتكلم له عن مثل هذه الأشياء |
Ama Gisbourne'un bu duyguyu paylaştığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن (غيسبورن) يشاركك الشعور , على أية حال |
Aşığı Gisbourne, Marian'a karşı ağzını bile açamazken bu terbiyesiz adam sözünü hiç sakınmıyor. | Open Subtitles | (غيسبورن) واقع في غرامها ولا يجرؤ على قول كلمة لها وهذا الوقح يُعطيها بأكثر مما تطلب |
Adamlarını Sör Guy'ın tarlasında çalışmaya yollamayı reddetmedi mi? | Open Subtitles | ألم يرفض أن يُرسل رجاله للعمل في مزرعة (غاي أوف غيسبورن) |