"فآمل أن" - Traduction Arabe en Turc

    • umarım
        
    umarım ki buraya daha temiz bir vicdandan fazlası için gelmişsindir. Open Subtitles فآمل أن تكوني هنا من أجل شيء اكثر من ضمير نظيف
    umarım bu bakış açısıyla siz de hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. TED فآمل أن تتمكنوا أنتم أيضا من تحقيق أحلامكم وفق هذه الرؤية.
    Kendim içinse umarım sorunum kendi kendine hallolur. Open Subtitles أما أنا، فآمل أن تحلّ مشاكلي نفسها بنفسها في النهاية
    Eğer mümkünse de umarım insan gibi yaşayabilirsin. Open Subtitles وإن وجدته، فآمل أن تتمكّن من العيش كآدميّ.
    Ve umarım bunun açığa çıkaracağı... Bu adeta izleyici için gizli bir dünya. Open Subtitles فآمل أن تكشف عالمها الذي يكاد يخفى على المشاهد
    Anlatılanlar doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama eğer öyleyse, umarım Başkan ve First Lady zıt görüşlerini oturup halledebilirler. Open Subtitles لا أعلم صحة هذا الكلام من عدمه لكن إن كان صحيحًا فآمل أن الرئيس والسيدة الأولى يمكنهم حل خلافاتهم
    İsmini unuttuğum biri varsa, umarım beni bağışlar. Open Subtitles إن كنت نسيت اسم أي أحد فآمل أن يسامحني.
    Eğer Portekiz'in müstakbel kralını suçlayacaksanız, umarım elinizde kanıtınız vardır. Open Subtitles ،"إذا كنتَ تتهم الملك المقبل لــ"البرتغال .فآمل أن يكون لديكَ دليل
    Kaçabilirsen, umarım bir gün tekrar görüşürüz. Open Subtitles إن نجوتَ... فآمل أن نلتقي مجددًا ذات يومٍ.
    Ona depoyu vermek zorunda kaldıysan umarım onunla yatıyorsundur. Open Subtitles ...إن شئت منحها مستودعاً فآمل أن تضاجعها
    Eğer Matthew haklıysa, umarım onu durdurursun. Open Subtitles إن كان ما يؤمن به (ماثيو) صحيحاً فآمل أن تتمكني من ردعه
    Eski başkanlara ne olduğunu düşünürsek kazanmanı umarım. Open Subtitles بعد مصاب آخر بضعة عُمَد، فآمل أن تفوز فوزًا ساحقًا. "لورل): أودّ مقابلتك)"
    Ve eğer bir Benji Düğmeleri ise, umarım acımasız bir doğumdan ölür. Open Subtitles وإن كان (بينجي بوتونز)، فآمل أن يموت ميلاداً عنيفاً.
    Eğer sizi bugün herhangi bir şeyle bırakıyorsam, umarım ki bu bir şeyleri kökten değiştirme isteği olur. Sadece kefalet, ceza ve ücret politikalarının düzenlenmesi değil, ayrıca fakiri ve marjinali kendi yeni tarzında cezalandırmayan, bunları değiştirecek yeni ilkeler yaratmaktır. TED إذا كنت سأترك لديكم أي أثر اليوم، فآمل أن يكون هو الاعتقاد بأننا إذا كنا نريد شيئًا ما أن يتغير جذريًّا -- ليس فقط إصلاح سياساتنا المرتبطة بالكفالة والغرامات والرسوم -- ولكن أيضا التأكد من أن أي سياسات جديدة تحلّ محل السابقة لن تعاقب الفقراء والمهمشين بطريقة أخرى جديدة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus