"فأظن" - Traduction Arabe en Turc

    • sanırım
        
    • bence
        
    • düşünüyorum
        
    Eğer birinin ölmesi gerekiyorsa, sanırım bu senden başkası olmayacak. Open Subtitles إذا كان أي شخص سيتم قتله فأظن أنه يجب أن يكون أنت
    Ve Ethan'ın dediğine göre, sanırım Desiree'yi bir daha görmeyeceğiz. Open Subtitles ومما قاله إيثان فأظن أن هذه هي نهاية ديزيريه
    Kırığın nerde olduğunu bulmama yardım edersen sanırım biz halledebiliriz. Open Subtitles ثم اذا ساعدتني في الحفر عند مكان الكسر فأظن أن بأستطاعتنا أصلاحها بأنفسنا
    isin ucunda senin hayatini kurtarmak var. Anlayis göstereceklerdir bence. Open Subtitles إذا كان هذا سينقذ حياتك ، فأظن أنهما سيتفهمان الأمر
    Kadrolu iş varsa, Bay Jameson, bence hak eden benim. Open Subtitles إذا كان هناك وظيفة شاغرة فأظن إنّني أستحقها
    Eğer bir fedakârlık daha yapılması gerekiyorsa, atlıkarıncaya binme sırasının sende olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles إن كان يجب القيام بتضحية أخرى فأظن أنه حان دورك أنت
    Bornoz günün modası değilse sanırım partiye hazır değilsin. Open Subtitles مالم يكن ثوب الإستحمام زي شائع هذه الأيام فأظن أن أحدهم ليس مستعداً للحفلة
    Tamam. Siz ikiniz satmadığınız sürece, sanırım bir sorun olmaz. Open Subtitles حسناً, طالما أنتما الأثنين لم تبيعا فأظن أننا على ما يرام
    sanırım sorun ihtimal hesabı yapabilme yeteneğiyle lanetlenmiş olmam. Open Subtitles لذا فأظن أن أكبر مشاكلي هو لعنة حساب الخسائر لدي
    Eğer bildiğini bana anlatmayacaksan, sanırım kendim çıkarıp almak zorunda kalacağım. Open Subtitles إن لم تخبرني بما تعرفه فأظن أن علي أخذه بنفسي
    Eğer günün birinde anne-baba olursak sanırım biraz deneyimli olduk. Open Subtitles إن كنا سنكون أباءً يوماً فأظن بأنه سيكون لدينا بعض الخبرة
    Üçkağıtçıların hikâyeleri olduğu sürece sanırım hepsini duymuşumdur. Open Subtitles بقدر ماوصلت إليه قصص الخداع من حد فأظن بأنني قد سمعتها كلها
    Eğer beni diğer 60 yaşındaki 10.000 kadının içinde seçebilirlerse... o zaman sanırım işim biter, ha? Open Subtitles إن استطاعوا اخراجي من بين 10 الآف إمرأة بسن الـ 60 وبشعر أبيض, فأظن هذا يعني أنه قد قضيَ أمري.. ها؟
    O yüzden sanırım gidip onunla konuşacağım. Open Subtitles لذا فأظن أني الآن, سوف أذهب لأتناقش معها, حسنا؟
    Bir manada evet. sanırım hikayeyi biliyorsunuz. Open Subtitles نظراً لطريقة الكلام، فأظن أنكم على علم بالقصة.
    Müzik ruhun gıdasıysa, sanırım bu iş için en uygun kişiyi biliyorum. Open Subtitles وإذا كانت الموسيقى تهدأ روع الروح الوحشية... فأظن أنّني أعرف الشخص المناسب.
    Yanında kalabilmek için bahaneydi. bence, yalanların olduğu bir yerde... Open Subtitles كان عذراً لأبقى بجوارك لذا فأظن أنه في وسط الأكاذيب...
    Yanında kalabilmek için bahaneydi. bence, yalanların olduğu bir yerde... Open Subtitles كان عذراً لأبقى بجوارك لذا فأظن أنه في وسط الأكاذيب...
    bence bazı şeyleri içine atmaktansa, konuşmak daha iyidir. Open Subtitles فأظن أن عليك أن تتحدث عن تلك الأمور بدلاً من دفنها بداخلك
    Kadrolu iş varsa, Bay Jameson, bence hak eden benim. Open Subtitles إذا كان هناك وظيفة شاغرة فأظن إنّني أستحقها
    Ve geriye kalan zamanımızda, iki gün veya yirmi yıl olsun, birbirimize nazik olmamız gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles و في الزمن الذي أمامنا سواء كان يومين أو عقدين فأظن أنه يجب أن نكون جيدين سوياً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus