O insanlara içindeki tüm sevgiyi var, evlat ve bunu karşılık beklemeden yap. ve hayatın, sana söz veriyorum bir daha aynısı gibi olmayacak. | Open Subtitles | لو تعطي شخص ما كل الحب الذي بداخلك يابني وتعطيه من غير إنتظار للجزاء فأعدك ستكون حياتك |
Tamam o zaman, eğer burdan kurtulabilirsem, son isteğini yerine getireceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | حسناً، أن خرجت من هذا المأزق، فأعدك أن أحقق أمنيتك الأخيرة |
Ama bu şekilde girişimlerini sürdürürsen söz veriyorum, komisyonların devamı gelecek. | Open Subtitles | ولكن إن واصلت القيام بمبادرات مماثلة فأعدك أن العمولات ستتراكم |
Eğer sevmez de nefret edersen söz veriyorum, bir daha bu konunun lafını bile etmeyeceğim. | Open Subtitles | و إذا كنت بائسة و كرهت الأمر فأعدك أني لن ألمح للموضوع ثانية |
Düşmanca tavırlar sergilesem de yemin ederim Michelle'le aramda bir şey yok. | Open Subtitles | وبالنسبة لأمر العدوانية، فأعدك أنها انتهت |
Bana katılırsan, sana söz veriyorum bir daha asla doğru olanı mı yanlış olanı mı yapıyorum diye endişelenmeyeceksin. | Open Subtitles | إن انضممت لي، فأعدك أنك لن تحمل هماً ما إن يكن فعلك صواباً أو خطئاً |
Bakın, bir gelişme olursa söz veriyorum sizi arayacağım. | Open Subtitles | إسمعي,ان تقدمنا بالقضية فأعدك أنني سأتصل |
Ve bana oyun oynuyorsan, söz veriyorum ki buraya döner herkesi öldürürüm. | Open Subtitles | فإن كنت تتلاعب بي، فأعدك أن أعود لهنا وأقتل كل المتواجدين. |
Bana gelirse, söz veriyorum onu korumak için elimden ne gelirse yapacağım. | Open Subtitles | إن لجأ إلي فأعدك بأنني سأبذل قصارى جهدي لمساعدته |
Farkındayım, sadece bir saattir tanışıyoruz ama bana güvenirsen söz veriyorum, bu devi incitmeden neyin peşinde olduğunu öğrenebilirim. | Open Subtitles | إذا وثقتَ بي، فأعدك أنْ أكتشف ما الذي كان يسعى إليه هذا الغول دون إيذائه |
İş birliği yaparsanız, size söz veriyorum Onun güvenliğini garanti ederim ve bir mahkeme. Diğer yol: | Open Subtitles | لو قبضتُ عليه، فأعدك أنني سأضمن سلامتة ومحاكمتة الحل البديل إنه سيُطارد مثل الكلاب |
Sona erdiğinde söz veriyorum herkesle ilgileneceğiz. Evlerini bulacağız. | Open Subtitles | عندما ينتهي الأمر فأعدك أنني سأهتم بالجميع . |
Bize gelirsen sana yardım edeceklerine söz veriyorum. | Open Subtitles | وإن سلّمت نفسكِ، فأعدك أنّهم سيساعدوكِ |
Ama konuşmazsan, sana söz veriyorum, yüksek güvenliğe sahip bir hapishanede oturur, 15, 20 yıl boyunca çocuklarının nasıl büyüğüdünü bir plastik cam parçası arkasından izlersin. | Open Subtitles | لكن إن لم تتحدث.. فأعدك! فستقبع في سجن ذو حراسة مشددة.. |
Niklaus Mikaelson... sana söz veriyorum... Baska bir tür kabus olacagim. | Open Subtitles | فأعدك أن أنزل عليك كابوسًا من نوعٍ آخر. |
"Bree Mason benimle evlenirsen, hayatımın sonuna dek seni seveceğime söz veriyorum." | Open Subtitles | (إن تزوجتيني يا (بري مايسون" "فأعدك أن أحبك للأبد |
Bak Liz... Yapabileceğim herhangi bir şey varsa söz veriyorum ki yaparım. | Open Subtitles | انظري يا (ليز)، إن يكُن بوسعي شيء للمساعدة، فأعدك بفعله |
Bilmemiz gereken her şeyi bize söylersen seni California'dan uzak federal bir hapishaneye yollayacağımıza söz veriyorum. | Open Subtitles | لو أخبرتنا كلّ ما نحتاج لمعرفته، فأعدك أننا، سنضعك في سجن فيدرالي بعيد عن (كاليفورنيا). |
Eğer tableti verirsen söz veriyorum... | Open Subtitles | لو أعطيتني اللوحة فأعدك أنني لن... |
Yani eğer kimin daha huysuz olabileceğini görmek istiyorsan.. ...yemin ederim sen kaybedersin. | Open Subtitles | لذا إن أردت التنافس في التذمّر، فأعدك أنّك ستخسر |
Yani eğer kimin daha huysuz olabileceğini görmek istiyorsan yemin ederim sen kaybedersin. | Open Subtitles | لذا إن أردت التنافس في التذمّر، فأعدك أنّك ستخسر |