Dediklerini yap. | Open Subtitles | فأفعل كما يقول. |
Andy, eğer uyuşturucu satmak istiyorsan, kendi başına yap. Kendi pastaneni aç. | Open Subtitles | آندي)، إن أردت بيع المخدرات) فأفعل هذا وحدك، افتح مخبزك الخاص |
Öyleyse yap. | Open Subtitles | إذاً فأفعل ذلك. |
Yapmak için illa bir neden arıyorsan Sly, bencilce nedenlerle yap. | Open Subtitles | لو احتجت لإيجاد سببٍ لفعل ذلك يا (سلاي)، فأفعل ذلك لأسبابٍ أنانيّة. |
Bir dahaki sefere hiç hap atmamış birine esktazi satacağın zaman bunu soyunma odasında yap çünkü bu asabi denyo resmen "Uyuşturucu göründü!" diye haykırıyor. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي تقرّر فيها بيع حبوب النشوة لصبيّ لمْ يشترها قط من قبل كما هُو واضح، فأفعل ذلك بغرفة تبديل الملابس بالطابق السفلي، لأنّ هذا الأحمق المُتقلّب عبارة عن لوحة نيون تصرخ بـ"هنا مُخدّرات"... |