"فأوقن" - Traduction Arabe en Turc

• eminim

Ama ona karşı kullanılabileceğine göre eminim eline geçirmek için heveslidir.
لكن طالما يمكن استخدام الترياق ضدّه فأوقن أنّه يتوق للحصول عليه

O yüzden ne sığıyorsa alalım. eminim gerisini bir daha görmeyiz.
لذا لنأخذ أيّما يلائمنا، أما البقيّة فأوقن أنّنا لن نراهم مجددًا.

Durum tam tersi olsaydı eminim sen de bana inanmazdın.
لو كان الوضع معكوسًا، فأوقن أنك أيضًا ما كنت ستصدقينني.

Bağlantıya geçtiğimizde seni görmeye geleceğine eminim.
حسنٌ، حالما نتّصل به، فأوقن أنّه سيأتي لرؤيتك.

O yüzden her ne hissediyorsa eminim bunu öğrenebilirim.
لذا أيًّا يكُن شعورها، فأوقن أنّي سوف أتبيّنه.

Çünkü eğer ben ve kardeşlerim için başkası da aynı şeyi yapsaydı adım gibi eminim ki tarih çok daha farklı gelişirdi.
لأنّه لو أن أحدًا فعل الأمر نفسه لي ولأشقّائي فأوقن تمامًا أن مسار التاريخ كان سيتغيّر.

Böyle bir semptomla da seni öldürmeyeceğime eminim.
وطبقًا لأعراضك الراهنة فأوقن أنّي ليس بمقدوي قتلك.

Aile reisi olarak, ailen lehine en doğru kararı vereceğinden eminim.
بصفتي رب أسرة، فأوقن أنه القرار الأمثل لصالح أسرتك.

eminim sen ve kankan Roy söylenebilecek her şeyi söylediniz.
بينك وبين صديقك الأعزّ (روي)، فأوقن أنّكما قلتما كلّ شيء.

Ona destek olursak iyi bir başkan olacağına eminim.
"إن وقفنا بجانبه، فأوقن أنّه سيغدو شيخ صيادين جيّد"

Eğer istediklerimi yapmazsan eminim ki Finn Mikaelson yapacaktır.
ما لم تنفّذ ما أمليه، فأوقن أن (فين مايكلسون) سينفّذه.

Ve Laurel şu an burada olsaydı eminim ki bize örnek olduğu gibi bir yaşam sürmemizi isterdi.
ولو كانت (لورل) معنا فأوقن أنّها كانت ستتوقّع منّا أن نحتذي بالمثال الذي أرسَته.

Lily'nin Dalgagüdücü'de bulunması zamansal sorunlar yaratacak olsaydı eminim ki Gideon bunu tespit ederdi.
لو تسبب وجود (ليلي) على متن (وايفرايدر) أي مشاكل زمنية فأوقن أن (غيديون) كانت سترصدها.