Freddie kendi iyiliğin için olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يَقُولُ فريدي هذا من أجل فائدتكَ الخاصة. |
Yoksa kendi iyiliğin adına Japonları mutlu etmek için mi sızlanıyorsun? | Open Subtitles | أَو أنت فقط مجرد قطعة صغيرة جدا من اجل ياباني سعيد وذلك من أجل فائدتكَ الخاصة؟ |
Kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | من أجل فائدتكَ الخاصة حسناً وذلك الرجلِ الجديدِ في المناوبة الليلية, صحيح؟ |
Majesteleri bunu senin iyiliğin için yapıyor. | Open Subtitles | جلالته يَعْملُ هذا من أجل فائدتكَ الخاصة |
Bu senin iyiliğin içindi. | Open Subtitles | ذلك كَانَ من أجل فائدتكَ الخاصة. |
Tatlım, bu senin kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | أوه، عسل، هو من أجل فائدتكَ الخاصة. |
- Hayır üzgünüm ama bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | - لا، أَنا آسفُ، لكن هذا من أجل فائدتكَ الخاصة. |
Bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | من أجل فائدتكَ الخاصة |
- Senin iyiliğin için okudum. | Open Subtitles | - قَرأتُه من أجل فائدتكَ الخاصة. |
Bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | هو من أجل فائدتكَ الخاصة. |
Senin iyiliğin için. | Open Subtitles | هو من أجل فائدتكَ الخاصة |