"فارقت الحياة" - Traduction Arabe en Turc

    • vefat
        
    • ölmüş
        
    • Öldüğünü
        
    • Öldü
        
    • Öldüm
        
    • Öldüğünde
        
    Ama ailesi tarafından takdir edilmek isterken vefat etti. Open Subtitles و لكنها فارقت الحياة منتظرة من عائلتها ثناءً على عملها
    Esim birkaç gün önce vefat etti ve cenaze evinde karisikliklar olmus. Open Subtitles و زوجتي قد فارقت الحياة منذ يومين و دار الجنازة اللعينة حدثت فيها سوء مفاهمة صغيرة
    Ben oraya gidene kadar çoktan ölmüş olur, değil mi? Open Subtitles حسناً، أعتقد أنها ستكون قد فارقت الحياة قبل أن أصل إلى هناك، أليس كذلك؟
    Görünüşe bakılırsa meth müptelası annesi ölmüş. Open Subtitles والتي يبدو انّ والدتها تاجرة الميث قد فارقت الحياة
    Ve çocuğun Öldüğünü açıkladı. TED و من ثم أعلن أن هذه الطفلة قد فارقت الحياة
    Annem, ben ilkokuldayken Öldü. Open Subtitles أمّي قد فارقت الحياة حينما كنت في المرحلة الابتدائية
    Öldüm bittim diye düşündüğüm dönemden sonraki ilk arkadaşımdı. Open Subtitles بعدما خلتني فارقت الحياة لغير رجعة، كانت أوّل صديقة لي.
    Öldüğünde, en sevdiğim oyuncağım olmuştu. Open Subtitles بعد ان فارقت الحياة . كان الشيء المفضل للعب به
    - Yakın zamanda vefat etti. Open Subtitles لقد فارقت الحياة, ولكن ليس من فترةٍ طويلة
    vefat eden insanların ruhlarını bulabilir ve onlara söylemek istediğin şeyleri iletirlermiş. Open Subtitles يستطيعون إيجاد الأرواح التي فارقت الحياة... ويبلغوهم برسائل بشأن أشياءٍ تريد إعلامهم بها.
    Ruth birkaç yıl önce vefat etti ve halen ondan hayattaymış gibi bahsediyorum. Open Subtitles (روث)، قد فارقت الحياة منذ سنوات.. ومازلت أتحدث عنها وكأنّها على قيد الحياة
    Anlamadım? Karım vefat etti ve telefonu sende. Open Subtitles زوجتي قد فارقت الحياة وهاتفها بحوزتكِ
    vefat ettiğinden haberim yoktu. Open Subtitles لم أكن أعرف أنّها فارقت الحياة
    Annesi ölmüş, tek başına ve korkuyor. Open Subtitles انظر، أمّها قد فارقت الحياة وهي هناك لوحدها وإنّها خائفة
    Perde, bizim seviyemizle tüm ölmüş doğaüstü varlıkların seviyesini ayıran görünmez bir duvar. Open Subtitles إنّه حائط خفيّ بين عالمنا وعالم كلّ الخوارق التي فارقت الحياة
    Bunu yapmasaydım, ölmüş olurdun. Open Subtitles لو لم أقم بذلك, لكنت قد فارقت الحياة
    Korkarım ki yolda gelirken ölmüş. Open Subtitles أخشى أنها فارقت الحياة عند وصولها.
    Boşanma kağıdındaki imzam kurumadan 24 saat içinde annemin Öldüğünü öğrendim. Open Subtitles في اقل من 24 ساعة وحبر الطلاق لم يجف بعد.. وجدت ان امي فارقت الحياة
    Bu şehri tek başıma bir arada tutmaya çalışıyordum çünkü Öldüğünü sanmıştım. Open Subtitles أحاول حماية هذه المدينة بمفردي لأني ظننتك فارقت الحياة
    Öldüğünü sanmıştım, bakıyorum ki yaşıyorsun. Open Subtitles أراكِ مازلت حيّة. ظننتكِ فارقت الحياة.
    Kız kardeşin Öldü. Biraz zamana ihtiyacın var. Open Subtitles شقيقتكِ فارقت الحياة تحتاجين إلى بعض الوقت فحسب
    Ben Öldüm, ben olmadan hayatına devam ettin. Ve sonra uyandım. Open Subtitles ‫فارقت الحياة واستمرت الحياة بدوني ‫ومن ثم استيقظت
    Öldüğünde 20 doları, 2000 dolar yapmıştı. Open Subtitles عندما فارقت الحياة كانت قد جعلت مِن العشرين دولار ألفين فقط!

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus