Farmer, erişkin bir erkeği oturma odasında, yerde baygın bulmuş. | Open Subtitles | حدد المزارع ذكر بالغ فاقد الوعي على أرضية غرفة الجلوس |
Ardından bir gün, bir gece baygın yattım. | Open Subtitles | بعدها بقيت مطروحا أرضا وأنا فاقد الوعي لمدة يوم وليلة |
Neredeyse 24 saat boyunca hastanede baygın kaldı. | Open Subtitles | وكان في المستشفى فاقد الوعي لمدة 24 ساعة تقريبا. |
Hâlâ hayattayken ama bilinci kapalı halde kestin onu. | Open Subtitles | ولقد مزقته وهو ما زال حياً ولكنه كان فاقد الوعي |
Ben doğduğumda kaybettiğini düşündüğün statüyü tekrar kazanmak için bilinçsiz bir çaba... | Open Subtitles | نعم. انها فاقد الوعي محاولة لاستعادة حالة شعرت أنك فقدت عندما ولدت |
Bayılmış birine dövme yapıp yapamayacağımı sordular. | Open Subtitles | سألاني إذا يمكنني وشم شخص ما فاقد الوعي كانت تبدو كمزحة |
Bilinci yerinde değil ve çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | حسنا هو فاقد الوعي حالياً و فقد الكثير من الدم |
Ne kadar süre baygın olduğumu bilmiyorum... ve uyanışı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | انني لا اعرف كم بقيت فاقد الوعي وأنا لا أتذكر الإستيقاظ |
Biraz baygın da olsa, haklarını oku. | Open Subtitles | قرأت له حقوقه حتى ولو انه فاقد الوعي قليلا. |
Bay Williams 404 numaralı odada, hala baygın. | Open Subtitles | السيد وليامز ما زال فاقد الوعي هنا في 404 غرفة. |
Delta dalgaları algılıyorum, bu da sanal çevrede baygın olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | أتبيّن موجات دلتا ممّا يعني أنه فاقد الوعي |
-Kendimi baygın hissetmek istemiyorum. Tamamen bayılmak istiyorum. | Open Subtitles | لا، لا أريد النعاس أريد أن أكون فاقد الوعي بالكامل. |
Hâlâ baygın, ama doktorlar atlatacağını söylüyorlar. | Open Subtitles | لا يزال فاقد الوعي و لكن الطبيب يقول أنّه سيستعيده قريبا |
Ama şimdi anlıyorum ki, işlem başlamadan önce baygın olduğu için. | Open Subtitles | هذا بسبب كونه فاقد الوعي قبل بدء العملية |
bilinci kapalı olduğu için intihar etme nedenini bilemiyoruz. | Open Subtitles | والأن، لأنهُ فاقد الوعي .فلا يُمكننا سؤاله عن سبب انتحاره |
Seni suda bilinci kapalı ve vücut ısın çok düşük şekilde bulmuşlar. | Open Subtitles | وجدوك في الماء فاقد الوعي ودرجة حرارة جسمك منخفضة |
Bu bilinçsiz bir adamdan duyabileceğin en yüksek sesli konuşmaydı. | Open Subtitles | لقد كان كلاماً بصوتاً عال لرجل فاقد الوعي لم تسمعه من قبل |
Bayılmış ve kalabalık coştu. | Open Subtitles | إنه فاقد الوعي ثلاث كلمات أرجوكي |
Bilinci yerindeyken iyileşmesini engelleyebilir ama Bilinci yerinde değilken bunu yapamaz. | Open Subtitles | إنظر حين يكون واعياً يمكنه منع نفسه من الشفاء ولكن حين يكون فاقد الوعي لا يمكنه |
- Yaşıyor, ama Bayıldı. - Onu oradan çıkarın ve geri çekilin. | Open Subtitles | انه على قيد الحياة , ولكنه فاقد الوعي أخرجه من هناك وتراجع |
Kurban 31 yaşında. Olay yerinde baygındı. | Open Subtitles | الضحية رجل بالحادية والثلاثين من العمر فاقد الوعي في مكان الحادث |
Biz konuşurken, Quarles kendinden geçmiş bir halde soyulup, yatağa zincirleniyor. | Open Subtitles | فيما نتحدث هو فاقد الوعي ومتعري ومقيد بسرير |
- Sadece bilincini kaybetti ama mesele o değil. | Open Subtitles | إنّه فاقد الوعي لا أكثر، لكن ذلك ليس المقصد. |
Kendinde değil, çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | وهو فاقد الوعي , ويفقد الكثير من الدم إنهم يسارعون بنقله إلى المستشفى |
Nefes alma ve zihninizi kontrol etme konusunda uzmanlaşıyoruz-- böylece tetiği çekmek bilinç dışı bir şey haline gelir. | Open Subtitles | نحن يتقن التنفس، ونحن السيطرة على العقل kita-- الضغط على الزناد سوف تصبح جهد فاقد الوعي. |