Ailenin isteklerine karşı Fa Hai, kaseyi Lei Feng Pagoda'nın altına gömdü. | TED | رغمًا عن رغبات العائلة، دفن فا هاي الوعاء تحت معبد لاي فانغ. |
Xu Xian ise karşı çıkmıştı, ancak Fa Hai kaçmasına izin vermemişti. | TED | اعترض زو شيان، إلا أن فا هاي لم يسمح له بالهروب. |
Desteklerinin geri çekilmesiyle birlikte Fa Hai, onu büyülü kaseye hapsetmeye kalkışmıştı. | TED | ومع تراجع بركتهم، حاول فا هاي إيقاعها في وعاء الصدقات السحري الخاص به. |
Bir ay geçmeden Fa Hai kapılarının önünde belirdi. | TED | بعد مرور أقل من شهر، ظهر فا هاي على عتبة بابهما. |
Çok geçmeden Fa Hai adında bir keşiş Xu Xian'a gelmiş ve onu evinde bir şeytan olduğuna dair uyarmıştı. | TED | وبعدها بفترة، جاء (شو سيان) راهب يدعى (فا هاي)، يحذره بأن منزله تسكنه روح شريرة. |
Bilmedikleri şey ise davetiyelerin daha önce neredeyse Xu Xian'ı öldüren, genç aşıkları ayırmaya çalışan, yanlış yola sapmış bir keşiş olan Fa Hai'den başka birinden gelmemesiydi. | TED | ما لم يعرفوه، هو أن هذه الدعوات جاءت من فا هاي... الراهب المضلل الذي حاول تفريق العاشقين الشابين، وكاد يقتل زو شيان في تلك الأثناء. |
Fa Hai ısrar etmişti. | TED | أصر (فا هاي) على ذلك. |