Av için yetiştirilmişler. Bu yüzden maktul onlar için zafer yemeğiydi. | Open Subtitles | رُبّيا من أجل الصيد، لذا فبالنسبة لهما كان الضحية عشاء إحتفال. |
Bizim için sıradaki adım, sahadaki testlerimizi tamamlamak. | TED | لذا فبالنسبة لنا، فالخطوة القادمة هي إنهاء تجاربنا الميدانية |
Bu görüntü için bir kamera uçurdular, altında SLR'la beş kilo ağırlığında bir cihaz. | TED | فبالنسبة لهذه الصورة، قاموا بالتحليق بالكاميرا، جهاز وزنه خمسة كيلوجرام مع كاميرا عاكسة مفردة العدسة تحته. |
Kralın çocukları için, gerçekmiş gibi görünen, mekanik canlandırılmış oyuncaklar yaptı. | TED | فبالنسبة لأطفال الملك، صنع ألعابًا آلية متحركة تبدو حقيقية. |
hakkındaki düşüncelerimi etkiliyor. İnsanların mevzubahis temel problemleri olduğunda, birçoğu için vermenin bir seçenek olmadığını öğrendim. | TED | تعلمت أنه عندما يكون للناس مسألة رئيسية على المحك، فبالنسبة لمعظمهم، الاستسلام ليس خيارًا. |
Yani sizin bilinçli modern zihniniz için bu, bir konuşmadır. | TED | إذاً فبالنسبة لعقلك الواعي والمتحضر إنه خطاب. |
Dolayısıyla onlar için para sızdırma veya yolsuzluk, geçinmek için iyi bir yol. | TED | وبالتالي، فبالنسبة إليهم الابتزاز أو الفساد هي طرق جيدة لكسب الرزق. |
Sessiz ve steril asansörleri kullanmaya alışmış insanlar için bir anlık bir sürprizdir. | TED | فبالنسبة لأولئك الذين اعتادوا على استخدام المصعد الصامت والمعقم، فهذه لحظة مفاجأة. |
Bir doktor veya araştırmacı değilim, o yüzden bu araştırma benim için şaşırtıcı birşeydi. | TED | أنا لست طبيب أو باحث, لذا فبالنسبة لي, كان هذا شيء مذهل حقاً. |
Biz robotikçiler, mühendisler ve bilim insanları için bu aletler, bunlar aldığınız dersler ve kurslardır. | TED | فبالنسبة للرجال الآلية .. إن المهندسين والعلماء هي تلك الأدوات .. والمناهج والصفوف التي تعطى للطلاب .. |
Şimdi, araba ile ulaşımı bir kenara bırakıp bacaklarını kaybetmiş talihsiz insanlar için bireysel hareket kabiliyetine geçelim. | TED | اسمحوا لي ان انتقل من التحرك بواساطه السيارات للحركه الشخصيه فبالنسبة للاشخاص المصابين الذين فقدوا ارجلهم. |
Rusya'nın seferberlik ilanı, Almanya için savaş anlamına geliyordu. | Open Subtitles | فبالنسبة لألمانيا ، كان تحريك روسيا لقواتها يعني الحرب. |
İnsanlar için, yemek asla yetmez. | Open Subtitles | كلا إنهم لم يكتفوا بعد فبالنسبة للبشر مايكفي لا يمكن أن يكفيهم أبداً |
Kapitalizm için kâr, her şey demek. | Open Subtitles | فبالنسبة للرأسمالية، فإن الربح يمثل كل شيء |
Bunun benim için ölünecek bir şey olduğunu söylemekten utanmıyorum. | Open Subtitles | لدي البجاحة الكافية لأعترف بذلك, فبالنسبة لي, هذه تبدو كخصيتي الكلب |
Bu iki bilim adamı için beklenmedik ve garip cevapları kabul olunmamıştı. | Open Subtitles | فبالنسبة إلى هذين العالمين كانت هناك إجابة أخرى غريبة جدا وغير متوقعة لدرجة أنها لم تدرس يوما |
Ve bizden uzağa hareket eden bir karadelik için daha uzun dalgaboylarında, dağınık bir ışık görürüz, bu da daha kırmızımsı görünür. | Open Subtitles | فبالنسبة للثقب الأسود الذى يتحرك نحونا نرصد موجات مشعة قصيرة تميل إلى الزرقة |
Umarım bu sizin için kötü bir zaman değildir, çünkü benim için öyle. | Open Subtitles | أتمنى ألّا يكون هذا وقتاً سيئاً لكما فبالنسبة لي إنه كذلك |
Shima, senin için erkek olsun çamurdan olsun zaten. | Open Subtitles | بما انه رجل فبالنسبة لشيما نيي هذا كافي لك لاستحسانه اليس كذلك؟ |
Shima, senin için erkek olsun çamurdan olsun zaten. | Open Subtitles | بما انه رجل فبالنسبة لشيما نيي هذا كافي لك لاستحسانه اليس كذلك؟ |