"فتحتُ" - Traduction Arabe en Turc

• açtım
• açtığımda
• açıp
• açmıştım
• açınca
• açtığım
• açık hale
• şimdi ulaştı

İçeri girdiniz. İpi sizin için açtım. Siz de girdiniz.
أنت دخلت ، وقد فتحتُ الحبل لك لذا فأنت دخلت

- Ne anlama geldiğini bilmiyordum ben de dosyayı açtım.
لمْ يكن لديّ فكرة عن معنى ذلك، لذا فتحتُ الملف.

Ben de pencereyi açtım ve bu adam elinde çiçekle duruyordu.
فتحتُ النافذة ورأيتُ ذلك الرجل يعطيني الزهرة.

Gözlerimi açtığımda, hatırladığım ilk şey bu isimdi.
عندما فتحتُ عيناي كان اسمها أول شيء تذكرته

Belki şarjörleri açıp yaylardan birini kanca olarak kullanabiliriz.
ربما لو فتحتُ الذخيره يمكنني تحويل النابط لخطّاف

Kendimi aşka açmıştım, çok kötü yaralandım, ve yeniden kendimi kapattım.
فتحتُ نفسي للحب، و جرحتُ بشدة و قفلتُ على نفسي مرة أخرى

Bir kez gözlerimi açınca da geri dönüş yolu yoktu.
وعندما فتحتُ عيناي لم يكن هناك عودة

Başka kabahatim var mı bilmiyorum. Ağzımı açtığım her an için özür dilerim.
لستُ واثقًا من أيّ شيء بعد الآن آسفة لأنّي فتحتُ فمي من الأساس

Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim.
لكن في غِمار ذلك، فتحتُ على عالمنا تهديدات مُستجدَّة،

Harika bir şey. Pencereleri açtım.
أجزم لك , إنه رائع لقد فتحتُ جميع النوافذ

Kasayı sırf meraktan açtım.
هراء , لقد فتحتُ تلكَ الخزنة بداعي الفضول

Anahtarlar o öldürüldükten sonra alındı ve kasayı da sırf meraktan açtım.
و قد تمّ أخذ المفاتيح بعد مقتلها و قد فتحتُ تلكَ الخزنة بداعي الفضول

Ben de kilidi açtım. Fotoğraf çekmeye başladım. Böylece her şeyi ilk hâllerine sokabilirdim.
لذا فتحتُ القفل وبدأتُ إلتقاط الصور، حتى أعيد كلّ شيءٍ إلى حالته الأصليّة.

Bir bordo açtım, kütüphanede bir gürültü duydum ve onu buldum.
فتحتُ قنينة أحمر غامق، سمعتُ ضوضاء في المكتبة، ووجدتُها

Ve favorilerimizden birini açtım.
وقد فتحتُ واحدةً من الخمور المفضلّة لدينا.

Bu arada, son zamanlarda söyledim mi bilmiyorum kendi oyunculuk okulumu açtım.
بالمناسبة، لا أعرف لو قلتُ لكِ أنّي فتحتُ في الآونة الأخيرة مدرسة التمثيل الخاصّة بي.

Ben sana kalbimi açtım, hikâyemi anlattım ama sen bunu kafamı karıştırmak için kullandın.
فتحتُ قلبي لكِ أخبرتكِ قصّتي وأستغليتي ذلك كي تربكيني

Işığı açtım ve odada birisi vardı.
لقد فتحتُ النور ورأيتَ شخصا ًً ما في الغرفة

Arabadayken dilek kurabiyemi açtım şunu bir dinleyin:
فتحتُ كعكة الحظ في السيّارة. واسمعواإلىهذا:

Bunlardan birini en son açtığımda içinde Semtex vardı.
آخر مرّةٍ فتحتُ واحداً مِن هذه، كان مفخّخاً بالمتفجّرات البلاستيكيّة.

Kafatasını açıp beyni parıl parıl parlarken bile ne sorsam cevapladı!
حتى عندما فتحتُ رأسه وجعلت مخه يتدلَّى... . عندما كنت أقوم بسؤاله، فإنه كان يجيب على الفور.

- Kütüphanenin size gönderdiği bir mektubu açmıştım da.
‫في الواقع فتحتُ رسالة موجهة ‫إليكِ من المكتبة

Turist cinayeti şüphelimiz Johnny Rose'un çocukluk dönemi kayıtları şimdi ulaştı.
فتحتُ سجلاّت إحداثيّة (جوني روز)، مشتبهنا في قضيّة "جريمة العطلة"