Sadece o olması gereken yerde o alır emin olmak için yeterince uzun. | Open Subtitles | فقط فترة كافية لأتأكد أنه ذهب إلى المكان الذي يجب أن يذهب إليه |
Güvenilir bir hikâye oluşturana kadar, yeterince uzun bir süre gözden uzak tutabiliriz. | Open Subtitles | لابد ان نبعده عن الأنظار فترة كافية لعمل حجة مقنعة |
Köstebeğinin işbirliğini garanti altına almanın ve yeterince uzun korumanın tek yolu görevini tamamlaması. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة لضمان تضافر خلدك وحمايته حتى فترة كافية لإكمال مهمته |
Dünya'da gökyüzü nasıl görünür bilecek kadar uzun yaşamışım. | TED | لقد عشتُ في الأرض فترة كافية لمعرفة شكل السماء. |
Umarım seninle iyi dost olacak kadar uzun kalırım Scarlett. Bunu çok istiyorum. | Open Subtitles | آمل أن أبقي فترة كافية تجعلنا صديقتين حميمتين يا سكارليت |
Ama bu muskayı bulup geri dönmeme yetecek kadar uzun bir süre. | Open Subtitles | لكنّها فترة كافية لي لإيجاد التعويذة من ثم أعود |
Ambargo yeterince uzun sürerse, batının stoku tükenecek tam o anda motorların piyasayı vuracaktı. | Open Subtitles | وإذا استمرت فترة كافية المخزون الغربي سينفد وستطرح المحركات في السوق |
Güneş'te yeterince uzun süre yanarak Dünya'daki yaşamı milyarlarca yıl devam ettirmeye muktedir bildiğimiz tek yakıt budur. | Open Subtitles | ذلك الوقود الذى نعلم أنها تعمل به والذى يستطيع أن يُحيى الأرض فترة كافية من الزمان وإبقاء الحياة على الأرض لمليارات السنين |
Bu onun tam bir pislik olduğunu anlamak için yeterince uzun bir süre. | Open Subtitles | هذه فترة كافية لتعرف بأنه مليء بالهراء |
Tamam, yeterince uzun oldu. Hadi gidelim. | Open Subtitles | حسنا هذه فترة كافية فلنذهب |
Umarım geçidi açmak ve Coulson'ı geri almak için yeterince uzun barikat kurabiliriz. | Open Subtitles | آمل أن نستطيع تحصين أنفسنا فترة كافية لنفتح البوابة ونعيد (كولسون) |
- Küstah olmak için yeterince uzun zamandır. | Open Subtitles | - فترة كافية ل يكون لها كس الحديد . |
Ve Mikey'in gerçekte kim olduğunu bilecek kadar uzun kaldım. | Open Subtitles | ولقد عرفت مايكي فترة كافية لمعرف من هو بالضبط. |
İğrenç halimi görebileceğin kadar uzun süredir birlikte değiliz. | Open Subtitles | إنّنا لا نتواعد منذ فترة كافية لترى ما يثير الإشمئزاز منّي. |
Bu bana temizlenmeye yetecek kadar uzun süre bir oda sağlar mı? | Open Subtitles | هل يكفي هذا لإعطائي غرفة فترة كافية لأتنظف ؟ |
Ama bir pilot olmaya yetecek kadar ayık kalabildim. | Open Subtitles | لكنني توقفت عن احتساء الشراب منذ فترة كافية لأصبح طياراً |
Ama burada işlerin denildiği kadar kolay olmadığını öğrenmeye yetecek kadar zaman geçirdim. | Open Subtitles | لكني كنت في الجوار منذ فترة كافية لأعرف بأن الأمور نادراً ما تكون سهلة |