Sanki yeniden küçük kızlar gibiydik. | TED | كان الأمر وكأننا عدنا فتيات صغيرات مرةً أخرى. |
Yolda burunları kopmuş küçük kızlar ve ölü eşlerini taşıyan kocalar gördük. | Open Subtitles | وكان معهم فتيات صغيرات وقد طارت أنوفهن وأيضا أزواج يحملون زوجاتهم الذين توفين وأشياء كهذه |
Bir zamanlar polis akademisine giden üç küçük kız vardır. | Open Subtitles | كان يا مكان ، كان هناك ثلاث فتيات صغيرات اللواتي ذهبن إلى أكادمية الشرطة |
Ben "Shining"i okuyacağım, Sen de""Küçük Kadınlar"ı. | Open Subtitles | أنا سأقرأ "الإشراق". وأنت ستقرأ "فتيات صغيرات". |
80'li yılların başlarında, çok hırslı üst düzey bir bakan, genç kızları eğitmeye başladı, genellikle yetimlerdi, ölümüne eğitildiler. | Open Subtitles | في الثمانينيات ، وزير طموح من المستوى العالي بدأ بتدريب فتيات صغيرات معظمهن يتيمات، للتضحية من أجل القضية |
4 küçük kızları var- | Open Subtitles | - لديهما أربعة فتيات صغيرات - هذه حالتي - |
Bir ailesi ve üç küçük kızı var. | Open Subtitles | لديه عائلة وثلاثة فتيات صغيرات |
O zalim çelik gibi bakışlarla ağlayan küçük kızlara döndüler. | Open Subtitles | تلك النظرة الفولاذية التي تجعل أولائك الرجال يتحولون إلى فتيات صغيرات باكيات. |
küçük kızlar büyüyüp sonunda babaları gibi inatçı birer kadın olurlar. | Open Subtitles | حسنا، فتيات صغيرات يتحولن إلى نساء عنيداتمثلأبائهن. |
Ahbap, bunlar küçük kızlar? Ne düşünüyordun ki? | Open Subtitles | يا صاح , هؤلاء فتيات صغيرات بماذا كنت تفكر ؟ |
Hope, bak, bu erişteleri Çin'de, senin yaşında ki küçük kızlar yapıyor. | Open Subtitles | هوب ,انظري الى هذه الشعيرية لقد صنعت بجميع الطرق في الصين من قبل فتيات صغيرات بمثل عمرك |
Benim söylediklerime ılımlı yaklaşmıyordun çünkü onları küçük kızlar yerine cadı olarak yetiştirmek istiyordun. | Open Subtitles | فلم تكوني متفتحة لما أقوله، لأنكِ أردتِ تربيتهُنَّ كساحرات... عوضاً عن فتيات صغيرات |
Curtis, sorun yok. Onlar sadece küçük kızlar. Gelin kızlar. | Open Subtitles | إنهن مجرد فتيات صغيرات من هنا يا فتيات |
Evrenin her yerinde senin gibi tehlikede olan küçük kızlar var. | Open Subtitles | هناك فتيات صغيرات مثلك... عبر الكون الذين هم في خطر. |
Bir zamanlar çok farklı üç küçük kız vardı. | Open Subtitles | كان هناك ذات مــرَّه, ثلاث فتيات صغيرات مختلفات |
Pazar sabahı, dinamit patladı dört küçük kız öldü, yirmi siyahi yaralandı. | Open Subtitles | انفجار ديناميت في صبيحة يوم الأحد أودى بحياة 4 فتيات صغيرات وجرح عشرين آخرين من الزنوج. |
En az beş küçük kız çocuğunu kaçırdığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنون أنه المسؤول عن إختطاف على الأقل خمس فتيات صغيرات. |
"Küçük Kadınlar"'ı birden fazla okudum Bir klasik. | Open Subtitles | قَرأت كتاب "فتيات صغيرات" أكثر من مرة. |
Rach, bu Küçük Kadınlar... | Open Subtitles | الآن، راتشيل، هؤلاء "فتيات صغيرات". |
Bunlar hani şu işleri genç kızları... cinsel münasebete zorlamak olan adamlar mı? | Open Subtitles | هل هم أولئك الأشخاص الذي مهمتهم إجبار فتيات صغيرات جسديا في جماع جنسي ؟ |
küçük kızları ellemek cinayet davasını nasıl çözüyor? | Open Subtitles | كيف لمس فتيات صغيرات تحل جريمة قتل ؟ |
Lordum buraya, yeni Lord Rahl'a Halk Sarayı'na kadar eşlik etmek için geldik birkaç küçük kızı kurtarmak için değil. | Open Subtitles | مولاي أتينا هنا لنرافق لورد، (رال) الجديد الى قصر الشعب ليس لانقاذ عدة فتيات صغيرات |
Dikkatli ol gringa, Teksaslı küçük kızlara göre zordur buralar. | Open Subtitles | توخي الحذر أيتها الأجنبية التيار قوي هنا لا يناسب فتيات صغيرات من تكساس |
Üç küçük kızla uğraşmayı fazlasıyla yorucu bulan asil bir genç adamı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر الشباب المتفوق جداً. الذي وجد من المتعب جداً التعامل مع ثلاث فتيات صغيرات. |