Kaçamaz. Sol Kalçasında iki beni var. | Open Subtitles | . لا تفوتني . لها شامتين على فخذها الأيسر |
Ya sırtında veya Kalçasında bir leke filan varsa, | Open Subtitles | ماذا إذا كان لديها علامة على ظهرها أو فخذها ؟ |
Kapıdan geçerken, takıldı, düştü ve kalça kemiğini kırdı. | Open Subtitles | عندما ركضت نحو الباب وتعثرت وكسرت عظم فخذها |
Bu sefer Kalçasına boşaldım. | Open Subtitles | في هذه المرة قد قذفت على فخذها |
Kalçasını dişlediğimde ağzımda beyaz çikolata tadı bırakan ve dilimde kusursuzca eriyip giden. | Open Subtitles | طعمها كطعم الشوكولاتة البيضاء عندما أقبّل داخل فخذها وأمرّر لساني .. على جسمها الأملس والزلق |
Ayrıca, ...bacağında, sağ baldırında bir iz var. | Open Subtitles | إضافةإلى.. ساقها، هناك وسماً على فخذها الأيمن. |
Başka bir erkek saçlarına, kalçalarına... pembe donlarına dokunuyorsa... | Open Subtitles | رجل آخر يلمس شعرها,فخذها ملابسها الداخليه الورديه... .. |
Piyanoyu çalmadan önce dudaklarını ısırma şeklini, teninin yumuşaklığını, gözlerindeki sarılığı ve ... kalçasındaki bene bayılmıştı. | Open Subtitles | طريقةُ شدها لشفتها قبل لحظة العزف على البيانو نعومة جلدها الصفار في عينيها، الشامة على فخذها |
Kalçasında bir fotoğrafçı levha jelatini var. | Open Subtitles | الجيلاتين ناتج من طبق مصور على فخذها |
"Kalçasında Temmuz'dan beri bir çürük var. | Open Subtitles | "ولديها تورم بشع على فخذها" "وهو موجود منذ الصيف" |
Kalçasında hala Roy'un dövmesi var. | Open Subtitles | (انها لا يزال لديها وشم على فخذها اسمه(روي |
Bunu sadece kalça ameliyatlarına gidip gelmek için kullanıyordu. | Open Subtitles | تستخدمها فقط من أجل مفاصيل فخذها |
Leğen kuşağı ve kalça kemiği arasındaki bağlar yırtılmış, sanki bacakları birkaç kez çıkmış gibi. | Open Subtitles | هي تُحْصَلُ على الأربطةِ المُمَزَّقةِ بين زنَّارها الحوضي وعظم فخذها يُزيلانِ عظم، مثل سيقانِها كَانتْ الأوقات المتعدّدة المَخْلُوعة. |
kalça kendi kendine iyileşmeyecektir. Ameliyat olması gerek. | Open Subtitles | فخذها لن يشفى بمفرده إنها بحاجة للجراحة |
Düğün kasetlerimi getireceğim ve onun Kalçasını kırdığı sahneyi tekrar tekrar izleyeceğiz. | Open Subtitles | -وسوف نشاهدها عندما انكسر فخذها مراراً وتكراراً |
Cesedi tanınmayacak hale geldiğinde iç baldırında bir delik açıp bütün vücut sıvılarını akıtabiliriz. | Open Subtitles | بمجرد أن تُصبح الجثة غير قابلة للتعرف عليها فنستطيع صنع شق على فخذها الداخلى وتجفيف كل سوائل جسدها |
Bilirsin, bazen kendimi... onun kalçalarına ve karnına bakarken yakalayacağım, ve her ne oldu da bu kadınla evlendim gibi demeye başlayacağım, biliyormusun? | Open Subtitles | أحياناً أقوم بالتحديق في فخذها أو بطنها وأقول بيني وبين نفسي... |
kalçasındaki ve sağ bacağındaki ağrıdan şikayet ediyordu. | Open Subtitles | إشتكت من ألم في فخذها وساقها السليمة |
Onun femuru uyluk kemiğinin içine fazlaca kanıyordu, ve... fazla kan kaybetme tehlikesi yaşıyordu. | Open Subtitles | فخذها كان ينزف بشدة، وكانت تعاني خطر فقدان الكثير من الدماء. |
Bir dövmesi vardı, uyluğunun iç kısmında. | Open Subtitles | كان لديها وشم, في فخذها الداخلي, |