"فخورًا" - Traduction Arabe en Turc

• Gurur
• gururlandır
• gururlandırmak
• gururlandıracağını

Bunu söylemekten Gurur duymuyorum, ama ilk yumruğu ben attım.
أنا لست فخورًا لإخبارك بهذا لكني أنا من لكمه أولًا

Geçen gün benimle ne kadar Gurur duyduğunu söylediğine yemin edebilirim.
أستطيع أن أقسم بأنك أخبرتني اليوم السابق، كم كنت فخورًا بي.

Geçen yıl, çok da Gurur duyduğu iki çalışanı olmuş: biri erkek biri kadın.
كان فخورًا جدًّا بحقيقة أن العام الماضي كان لديه شخصان تحت الوصاية: رجل وإمرأة.

Şimdi, o zaman, Küçük Bayan Foster, beni gururlandır.
الآن، إذًا سيدة (فوستر) أجعليني فخورًا بكِ.

Her şeyden çok istediğim şey her zaman için her şeyden çok istediğim şey seni gururlandırmak.
انظر، ما أريده أكثر من كل شيء، ما أردته دومًا، أن أجعلك فخورًا بي.

Onunla tanıştığım günden beri, beni gururlandıracağını biliyordum.
منذ اليوم الذي قابلته به علمت أنه سيجعلني فخورًا

Ve bugün Teamsterları yapan da budur ve ben de bununla Gurur duyuyorum.
وهذا ما جعل النقابة ما نحن عليه اليوم، وانا فخورًا بذلك.

Çok da Gurur duymadığın taraflarını bir kıza söylemeden önce senden hoşlanmasını beklemek.
أو الانتظار حتى تعجب بك الفتاة قبل أن تخبرها بالأشياء التي لست فخورًا بفعلها؟

Bu yüzde Los Angeles'a gidip, programa çıkıp vitrindeki herşeyin fiyatlarını bilip onun benimle Gurur duymasını sağlayacağım ve daha sonra kim olduğumu açıklayacağım.
لذا سأذهب إلى لوس أنجلوس سأكون في العرض أربح مواجهة العرض أجعله فخورًا بي وأخبره من أنا

Bunun ne anlama geldiği bilmiyordum ama onunla Gurur duyuyordum.
لم أكن أعلم ماذا يعني هذا و لكنَّني كنت فخورًا جدًا

Başardığıyla Gurur duyardı, eminim.
وأدري بأنه كان ليكون فخورًا بما وصل إليه.

Eğer annemin yanında büyüseydin, yaşamanın tek yolunun kendinle Gurur duymak olduğunu çabucak öğrenirdin.
إذا كنت قد كبرت مع والدتي كنت ستتعلم سريعًا أن الطريقة الوحيدة للبقاء هي بأن تكون فخورًا بنفسك

Gurur duymadığın birkaç şey belki.
بعض الخطى التي ربّما لا تكون فخورًا بها.

Bunu yapıp beni gururlandır.
افعل هذا واجعلني فخورًا.

Onu gururlandır.
إجعله فخورًا

gururlandır beni.
أجعلني فخورًا.

Tek yapmaya çalıştığım onu gururlandırmak ama asla yeterince iyi olamadım.
كل ما أحاول فعله هو أن أجعله فخورًا بي و لكن أكون أبدًا جيدًا بما يكفي

Babamı gururlandırmak için. Görmezden gelmeye.
لجعل أبي فخورًا ولأحجب هذا

Bunun, beni gururlandıracağını her zaman bilirdim.
لطالما علمت أنه سيجعلني فخورًا