"فداءً" - Traduction Arabe en Turc

• için
• feda

Biri bizim için canını feda etti diğerinin derin duygusal sorunları var.
رجل فقد حياته فداءً لنا، والآخر يعاني من مشاكل انفعالية عميقة.

Özgürlüğün için kaç tane Romulan öldü?
وكم عدد الروميولانيين الذي قضوا نَحْبهم فداءً لحريّتك؟

Her şeyi aptal bir fahişe için tehlikeye atamazdım.
لم أكن لأغامر بكلّ شيء فداءً لعاهرة حمقاء

Ve bunun, canını ülkemiz için feda etmiş ve bu nedenle kendisine ebediyen minnettar olacağım genç bir adamın ailesine ulaşmış olduğum gerçeğinin dışında bir şeyi kanıtladığı yok.
ولا أظن ذلك دليل على شيءٍ عدا... تواصلت مع عائلة الشاب الذي ضحى بحياته فداءً لوطنه وأنا ممنون له للأبد

Bunu Eflak halkı için yapıyoruz.
وهكذا نحن نقوم بهذا فداءً لـ"والاكيا" وشعبها

Hiçbir gün yada gece olmadı, bir dişinin çocukları için hayatını önerdiği yada gururlu bir Owsla kaptanının şefi için hayatını sunduğu.
"هذا ليس صباحاً أو مساء أن تضحى أنثى أرنبة بحياتها فداءً لصغارها"... أو أكثر قوّاد "آوزلا" تفانياًً"... كرّس حياته من أجل زعيمه"

"Ben, bu işgalcileri yok etmek için."
أنا ، ( يو ) ، عاقد العزم لأهب حياتي " " فداءً للدولة

Uvo da benzer bir kararı almaya zorlanmış olmalı. Örümcek için öldü.
"ربّما (أوفو) جابه قرارًا مماثلًا، وعلى هذا فإنّه هلك فداءً للعنكبوت"

Ülken için ölebilirsin.
يمكنك الموت فداءً لبلادك.

İmparator'a çok uzun bir süre onurumla hizmet ettim. Ishida hükümdarlığı için hayatımı feda ettim.
لطالما خدمتُ الإمبراطور بشرفٍ، ضحيت وخاطرت بحياتي فداءً لبلاط (أشيدا).

"Senin için ölürüm, Richard."
"حياتى فداءً لكَ يا (ريتشارد)".

Camelot için ölme şansı.
فرصة الموت فداءً لـ"كاميلوت"

Benim için kurşun yedin.
-تلقّيت رصاصة فداءً لي .

Ne baht ki onun güzelliğine feda ederim hayatımı onun hatırasına, onun hikmetine.
أنا سعيد لوهبي حياتي فداءً لها فداءً لذكرياتها و حكمتها

Bu işte kendi hayatını feda etmekten daha büyük bir teminat olamaz.
لا توجد ضمانةٌ أكبر للحياة من الموتِ فداءً