"فذلك يعني" - Traduction Arabe en Turc

    • demektir
        
    • anlamına gelir
        
    • şey ifade ediyor
        
    Biri tüm gün yemek yemediyse, bir sorun var demektir. Open Subtitles عندما لا يتناول شخص الطعام طيلة اليوم، فذلك يعني شيئاً
    Benim işimde de bu abartılı jestler yapmak demektir. TED و في مهنتي فذلك يعني المزيد من استخدام حركة اليد
    Güven; söylemek zorunda kalırsan, o zaman yok demektir Open Subtitles بصدق اذا قلت ذلك فذلك يعني اني لست صديقته
    Yani enfekte olduysa ve uyuduysa, bu onun bağışık olduğu anlamına gelir. Open Subtitles إذن لو أنها نامت وكانت مصابة فذلك يعني أن لديها مناعة
    O, duymak istediğini duydu zira torunu gerçekten cinliyse bu oğlunun da öyle olduğu anlamına gelir ki bu katil bir psikopat olmasından çok daha iyidir. Open Subtitles لقد سمع ما يريد أن يسمعه لأنه ان كان حفيده ممسوسا حقا فذلك يعني أن ابنه ممسوس حقا
    Çok şey ifade ediyor. Kocam için. Open Subtitles فذلك يعني الكثير..
    Bu da demektir ki daha az işkence yapacak .ve daha çok onu seksüel olarak rahatlatan şey olan suda boğmaya yönelecek. Open Subtitles فذلك يعني انه سيعذب اقل ويمضي وقتا اكثر على الشيء الذي يعطيه راحة جنسية وهو الإغراق
    Bu doğruysa, hepimiz Marslıyız demektir. Open Subtitles و إذا ما كانت تلك النظرية صحيحة .فذلك يعني أننا كلنا مريخيون
    Eğer bu doğruysa bir değişiklik var demektir. Open Subtitles الان,ان كان هذا صحيحا فذلك يعني ان شيئا قد تغير
    Eğer kimse gülmüyorsa, komik değildir demektir. Open Subtitles إذا لم يضحك عليها أحد فذلك يعني أنها ليست مضحكة
    Eğer Çarşamba akşamı yemeği almazsan, güvendeyim demektir. Open Subtitles اذا لم يكن لديك عشاء ليلة الاربعاء, فذلك يعني أننى آمن.
    90'ın altına düşerse, bir sorun var demektir. Open Subtitles ان انخفضت تحت 90 فذلك يعني وجود نزيف وان لدينا مشكلة
    Kırmızı giymişsem, dişçiye gittim demektir çünkü diş eti kanamam vardı ve kırmızı, kanı saklar. Open Subtitles لو كنت لابسه أحمر, فذلك يعني , أنني ذهبت لطبيب الأسنان لأن لثتـي تنزف . واللون الأحمر يخفي الدم
    Eğer bu kurban listesiyse daha seçmediği kurbanlar var demektir. Open Subtitles حسنا ان كانت هذه لائحة بالضحايا فذلك يعني انه يوجد المزيد الذي لم يختر منهن بعد
    Eğer bir şeyi oldurmaya çalışıyorsanız, aslen ona karşı bir direnç yaratıyorsunuz demektir. Open Subtitles فإذا كنت تحاول أن تجعل شيئا ما يحدث فذلك يعني أتك تقوم بإنشاء المقاومة إلى ما هو.
    iki insan Birbirini 4 yıl sonra görüyor ve hala bir şeyler için tartışıyorsa hala bir sorun var demektir. Open Subtitles عندما يرى شخصان بعضهما البعض بعد أربع سنوات ويتقاتلان .فذلك يعني أن هناك أشياء معلّقة
    Eğer öyleyse, adam kendi parmağını suçunu örtmek için kesmiş demektir. Open Subtitles ، لو كان كذلك فذلك يعني أنّه قطع إصبعه ليغطّي على الأمر
    Ve eğer bu Cadılar Bayramı akşamında bize katıldıysanız bu sadece rolünüzü iyi oynadığınız anlamına gelir. Open Subtitles إن انضممت إلينا في أمسية الهالويين هذه فذلك يعني أنك لعبت الدور بشكل جيّد
    Eğer bir bebek yaparsan bu birbirinizi sevdiğiniz anlamına gelir öyle değil mi? Open Subtitles إذا أنجبنا طفلاً، فذلك يعني بأنّنا نحبّ بعضنا
    Biliyorsun üşütmek, vücudunun bir enfeksiyonla savaştığı anlamına gelir. Open Subtitles أتعلم، حينما تُصاب بقشعريرة البرد، فذلك يعني أنّ جسدك يُقاوم عدوى.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus