Yani işin doğrusu ölüm döşeğinde. Seni son kez görmek istiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنها على فراش الموت وتريد أن تراك للمرة الأخيرة |
Bana bir iyilik yap da ölüm döşeğinde olursam içimi rahatlatmaya kalkma. | Open Subtitles | أسدني معروفاً عندما أكون على فراش الموت لا تحاول أن تُـهوِّنُ عليَّ |
Senin görmek istediğin tek şey, babamın ölüm döşeğinde olması. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذى تودين رؤيته هو عذاب الوالد على فراش الموت |
ölüm döşeğindeyken, ve etrafında bir çok kişi oturuyorken, özellikle de yakın dostları ve ailesi ordayken, herkesin susmasını istedi. | Open Subtitles | وعندما كان على فراش الموت محاط بأهل بيته وأصحابه خاصة |
Annem ölüm döşeğindeyken, bana ondan bahsetti. | Open Subtitles | هذا ما أخبرتني به والدتي عندما كانت على فراش الموت. |
Kemoterapi sırasında, Bronnie Ware'in bir kitabını okudum, Ölüm döşeğindeki insanların dilekleri ve pişmanlıkları hakkındaydı. | TED | أثناء علاجي الكيميائي، قرأت كتاباً لبراوني وير التي تحدثت عن أمنيات وحسرات من هم على فراش الموت. |
Günün her saati, hayatınızın her günü, ölüm döşeğine girene kadar. -ki bu normalde olacağından 10 yıl daha sonra olacak- | TED | كل ساعة من اليوم، وكل يوم في حياتكم وصولا الى فراش الموت الخاص بكم والذي سيكون بعد عشر سنوات من المتوقع |
ölüm döşeği bunu anlayacağın yer olmasın! | Open Subtitles | لا تنتظري حتى تكونين على فراش الموت لتكتشفي تلك الحقيقة. |
Adam ölüm döşeğindedir, zar zor konuşabiliyordur. | Open Subtitles | ..هو علي فراش الموت ويمكنه بالكاد الحديث |
Bunu sana ölüm döşeğinde vermişti... ve hayatının sonuna kadar birlikte olmak istediğin kadına vermen için söz verdirtmişti. | Open Subtitles | عطتك إياه على فراش الموت و جعلتك تقسم أنك ستعطيه للمرأة التي تريد أن تقضي باقي عمرك معها |
Bunu sana ölüm döşeğinde vermedi mi... ve sonsuza kadar seveceğin kadına vermen için yemin ettirtmedi im? | Open Subtitles | ألم يعطيك أياه وهو على فراش الموت و جعلك تعده بأنك ستعطيه للمرأة التي ستتزوجها |
Oğlunun, ölüm döşeğinde bile kendisini görmeye gelmemesi babanı derinden yaraladı. | Open Subtitles | هذا الامر يؤلم والدك بشده عندما يتذكر ان ابنه لم ياتى له وهوفى فراش الموت |
ölüm döşeğinde bile olsam, sana lazımsam çağırırdın beni! | Open Subtitles | لو كنت على فراش الموت لجررتني منه لو كان الأمر يفيدك |
Hep başıma geliyor. Mesela babam da ölüm döşeğinde aynı hatayı yaptı. | Open Subtitles | فمثلاً، ارتكب أبي نفس الغلطة وهو على فراش الموت |
ölüm döşeğinde bile olsan radyatörleri kapatanın sen olduğunu asla kabul etmezsin. | Open Subtitles | لانني مقتنع بانكِ حتي علي فراش الموت. ترفضِ الإعتراف بانكِ انتِ التي اطفئتى الرديترات. |
Bunu sana ölüm döşeğinde vermişti... ve hayatının sonuna kadar birlikte olmak istediğin kadına vermen için söz verdirtmişti. | Open Subtitles | عطتك إياه على فراش الموت و جعلتك تقسم أنك ستعطيه للمرأة التي تريد أن تقضي باقي عمرك معها |
Annen ölüm döşeğindeyken Jimmy'ye göz kulak olacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتُ والدتك وهى على فراش الموت بأنك ستعتنى بـ جيمى |
Babam Erzebet'le ilgili bazı gerçekleri ancak yıllar sonra ölüm döşeğindeyken söyleyecekti. | Open Subtitles | وبعد سنة فقط كان على فراش الموت الا ان والدي اعترف لي ببعض الحقائق عن ارشبت 370 00: 35: |
Adam ölüm döşeğindeyken tüm sevdikleri Tanrı'dan af dilemesi için ona yalvarmışlar. | Open Subtitles | على فراش الموت يتوسلون أحبائه الى الله بأن يغفر له قبل أن يموت |
Yemin ederim, Ölüm döşeğindeki anneme seni öldürmeyeceğime söz vermeseydim... seni öldürürdüm. | Open Subtitles | أقسم , انني لو لم أعد أمي وهي علي فراش الموت بأنني لن أقتلك لكنت قتلتك |
Hayatları boyunca hiç bir şeye inanmayan insanlar gördüm ve ölüm döşeğine düşünce bir anda... | Open Subtitles | ارى اِناس يقضون حياتهم دون الايمان بأى شيء و فجأة على فراش الموت يتخلون عن فكره |
Kurdeleler ve ödüller ölüm döşeği için konforlu değildir. | Open Subtitles | الشرائط والتذكارات لا تريح على فراش الموت |
Adam ölüm döşeğindedir ve kadına şöyle der: | Open Subtitles | انه علي فراش الموت :ويهمس في اذنها |
Bir yabancının ölüm döşeğinin aşk yuvasında uyumak daha genç hissetmeni mi sağlıyor? | Open Subtitles | في أيهما تشعرين أكثر بالشباب , عندما تكون نائمة في عش من الحُب أم عندما تكونين على فراش الموت ؟ |
Ölüm yatağında yatıyormuş Ucuz bir otelde. Dekorasyona dayanamıyormuş ama hareket de edemiyormuş. | Open Subtitles | إنه مستلق على فراش الموت في هذا الفندق الرخيص لا يستطيع تقبل ديكور الغرفة لكنه لا يملك تكلفة الانتقال |