| Herhalde yanlış anlamışlar, çünkü Francine hasta. | Open Subtitles | أعتقد بأنّهم أخطؤوا ' لان فرانسين مريضة. |
| Sherry bizi gönderdi. Francine bozuk bir şeyler yemiş. | Open Subtitles | الشيري أرسلَنا 'بسبب أن فرانسين أَكلتْ شيءَ سيئَ. |
| Geçen sefer Francine saçlarımı öyle bir yapıştırdı ki... iğrenç bir ablacı gibi oldum. | Open Subtitles | آخر مَرّة فرانسين ازالت، كل شعر ظهري جعلت مني شئ لعين |
| Francine ginseng çayını çok sevdiğini söylemişti. | Open Subtitles | فرانسين تَقُولُك بأنك تحبي شاي جينسنغها. |
| Carla, Bay Francis'i yolcu eder misin? | Open Subtitles | كارلا , هلا رافقتِ السيد فرانسين للخارج؟ |
| Dinle Francine, lütfen... | Open Subtitles | لا تسمي منزلي حديقة حيوان اسمع فرانسين من فضلك |
| - Hiçbir yere gitmiyorum. - Tamam, siz gidin çocuklar ve biz burada bekleriz, Francine. | Open Subtitles | لن اذهب الى اى مكان حسـناَ، أنتم ياشباب إذهبو ونحن سَنَبْقى هنا،يا فرانسين. |
| Sakın Francine'e kastettiğimden fazlasını söylediğimi anlatma. | Open Subtitles | لا أريد ان تخبري فرانسين بأني إقترحت أمراً لم أفعله |
| Bir sonraki cekim gununde Francine'lerde olacaklar zaten. | Open Subtitles | سيكونون عند فرانسين في يوم التصوير التالي على أية حال |
| Francine, Carlton'ın bir ilişkisi olduğunu söyledi bana. | Open Subtitles | أخبرتني فرانسين ان كارلتون على علاقة آخرى |
| Betts, tartışmayalım. Çocukları Francine'e götür. | Open Subtitles | بيتس, الامر غير قابل للنقاش, اوصلي الاولاد عند فرانسين |
| Carlton ve Francine kagit oynamaya geliyor. | Open Subtitles | ما هذا كارلتون و فرانسين سيأتون للعب الورق |
| Gecenin köründe Francine'den, kocan sarhoş olduğu için çocuklara bakmasını mı isteyecektin? | Open Subtitles | وتسألين فرانسين أن تعتني بالأطفال في منتصف الليل لأن زوجكِ أسرف في الشرب؟ |
| Sanırım bu toplantı, Francine'in yerine sekreter olmakla ilgilendiğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | أفترض بان هذا الاجتماع يعني انك مهتمّة بتبديل فرانسين كـ سكرتيرة؟ بالفعل |
| Biliyor musun, ilk evlendiğimizde Francine öğretmenlik yapıyordu. | Open Subtitles | أتعلم, كان فرانسين تدرّس في مدرسة عندما كنا متزوجين للتوّ |
| Beni de arkadaşım Francine aradı. Don ulaşamamış. | Open Subtitles | إتصلت لي صديقتي فرانسين, ودون لم يستطع الوصول |
| Francine Murdoch burada çalışıyormuş. | Open Subtitles | فرانسين موردوك، إنها تَعمَل هُنا، أو كانَت كذلك |
| Bir de, Francine'nin Hayley'nin seks hayatına olan aşırı ilgisini öğrendik. | Open Subtitles | وأيضاً,نعلم أن فرانسين مهتمة جداً بحياة هايلى الغرامية |
| Francine'i daha dün gece Zevkler Diyarına götürdüm. | Open Subtitles | لقد أخذت فرانسين إلى جادة الاكتفاء فقط ليلة أمس |
| Fıstıkla kaplı olmadığım için üzgünüm, Francine! | Open Subtitles | انا اسف انى لست معبئاً بالفول السودانى,فرانسين |
| Bay Francis'e bilgi veren de benim zaten. | Open Subtitles | في الواقع, انا الشخص الذي يوجز الاخبار للسيد فرانسين |
| Söylemeliyim ki, beni etkileyen sevgili arkadaşım Jonathan Franzen. | Open Subtitles | صديقي العزيز (جوناثان فرانسين) |