Üzgünüm, hiç saç tokası veya diş fırçası yok maalesef. | Open Subtitles | انا اسف ليس لدي اي دبابيس الشعر أو فرشاة الأسنان |
Birinin ucunu koparıp, eriterek, diş fırçası değil de bir bıçak yaptığından eminim. | Open Subtitles | قام أحدهم بانتزاع رأسها، وأذابه بحيث صار أبعد عن فرشاة الأسنان وأقرب للسكين |
Otel odasındaki diş fırçası tren biletinin koçanı söndürülmüş kibrit. | Open Subtitles | فرشاة الأسنان في غرفة فندق. بعقب تذكرة قطار. عود ثقاب محترق. |
Biliyor musun, uyurken burnundan ıslık gibi bir ses çıkartıyor, ve içimden diş fırçasını alıp burnundan içeriye kafatasına kadar sokmak geliyor. | Open Subtitles | أو، هل تعلم، عندما تنام تصدر شخيراً عالياً وأريد أن أكبس فرشاة الأسنان في أنفها حتى يخرج من دماغها |
Banyondaki fazladan diş fırçasını gördüm de ondan soruyorum | Open Subtitles | سألت فقط لأنني لاحظت فرشاة الأسنان الإضافية في الحمّام |
Fakat diş fırçası öldürücü bir alet değildir, değil mi? | Open Subtitles | و لكن فرشاة الأسنان ليست سلاحا قاتلا أليس كذلك |
Fakat diş fırçası öldürücü bir alet değildir, değil mi? Yeterince açık. | Open Subtitles | حتى فرشاة الأسنان ليست سلاح قاتل أليس كذلك؟ |
Ya da bir yıldır çıktığınız biri varken diş fırçası başlığı bile sizi heyecanlandırmaya yetiyor. | Open Subtitles | أو تاريخ شخص ل العام والحصول على رأس فرشاة الأسنان الكهربائية. |
13 allelli erkek DNA diş fırçası örneğinden aldığımız örnek. | Open Subtitles | لديها 13 أليلة جينية مشتركة مع الحمض النووي الذكوري الذي أخذناه من مرجع فرشاة الأسنان |
Sivriltilmiş diş fırçası, ustura tarak... | Open Subtitles | هناك فرشاة الأسنان ذات الطرف الحاد وفرشاة الشعر المغطاة بالشفرات |
Biz bir çok reklam yaptık. sabun, yağ, diş fırçası, sindirim hapları. | Open Subtitles | لقد قمنا بالعديد من الإعلانات ، الصابون فرشاة الأسنان ، حبوب علاج الغازات |
diş fırçası ve jileti hala burada. | Open Subtitles | فرشاة الأسنان وماكينة الحلاقة لا يزالون هناك. |
Hayır, bana eşantiyon otel diş fırçası muamelesi yapılması hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | لا ، أنا أحب أن أعامل . مثل فرشاة الأسنان المجانية في الفندق |
Bir adamla diş fırçasını paylaştığında, bıyığının tadını da öğreniyorsun. | Open Subtitles | تشارك في فرشاة الأسنان مع رجل لمدة طويلة وستتعلم طعم شاربه |
diş fırçasını açıklıyor ama neden birlikte yattığımızı açıklamıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر فرشاة الأسنان لكن ليس كيف إنتهى بنا الأمر معاُ في الفراش |
Elektrikli diş fırçasını düşünmeniz çok ince ama dişetlerim oldukça hassastır. | Open Subtitles | و قليلاً من البابونج و فرشاة الأسنان الكهربيه كانت فكره رائعه و لكن لثتى |
Ben diş fırçasını tasarlamaya çalışmıyorum. | TED | أنا لا أحاول تصميم فرشاة الأسنان. |
Şu otellerde bulunan küçük Diş Fırçalı ve minnacık diş macunları bulunan paketlerden olsa çok memnun olurdum. | Open Subtitles | حساسه لذلك أنا أحب عدة الأسنان الخاصه بالفنادق مع فرشاة الأسنان الصغيره و معجون الأسنان الصغير جداً جداً |
Hani şu anahtarları değiştirdiğin karşı tarafın evinde diş fırçanı bıraktığın şeylerden. | Open Subtitles | , حيث يتم تبادل المفاتيح ترك فرشاة الأسنان |
Ve diş fırçasının ağız içindeki etkisinin ne olacağını anlamak için şunları zihnimde canlandırmam gerekiyor: "Bu ağzın sahibi kimdir?, | TED | ولفهم ماذا سيكون تأثير فرشاة الأسنان في الفم، لابد أن أتخيل: من يملك هذا الفم؟ |
Ben onun yerine, diş fırçasıyla ilişkiye girmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أعتقد قد لا يجب أن أكون مع فتاة فرشاة الأسنان |
Evet, şey, bilirsin, en azından hapishanede diş fırçasından bıçak oyabilirsin, anlarsın ya. | Open Subtitles | صحيح ,انت تعلم على الأقل في السجن يمكننا صنع سكين من فرشاة الأسنان |
Hayır, hayır, bu senin diş fırçan değil. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ، هذه ليست فرشاة الأسنان الخاصة بك |