"فرصة لكي" - Traduction Arabe en Turc

    • için bir şans
        
    • için şans
        
    • şansım
        
    • şansı
        
    • şansımız
        
    Bu sürüngen için iyi bir şey. Ona fırlamalık yapması için bir şans ver. Open Subtitles على كل حال هذا جيد للصبي أعطيه فرصة لكي يتأقلم جيد
    Annenler öldüğünden beri seni bırakmayan soruların cevaplarını alabilmen için bir şans bu. Open Subtitles هذه فرصة لكي تتمكني أخيراً من إيجاد أجوبة للأسئلة التي راودتك بعد وفاة والديك
    En azından kendime mutlu olmak için bir şans tanıyorum. Open Subtitles على الأقل أنا أعطي نفسي فرصة لكي أكون سعيدة
    Siz yapmazsanız onlardan daha fazla hoşlanmamak için şans yakalayacak. Open Subtitles سيكون لدية فرصة لكي لا يحب المزيد منهم لو انكم لا تقوموا بـ
    Bu parti dikkat çekmek için şans bulduğunda elde et ya da bırak partisi. Open Subtitles الإختلاط من أجل النجاح أو الفشل عندما تجد فرصة لكي تصبح ملاحظ
    Lowood Okulu'nun nasıl bir yer olduğunu bilmesem de en azından yeni insanlarla tanışacaktım dünya hakkında bilgiler edinecek ve mutlulu yakalama şansım olacaktı. Open Subtitles بالرغم من أنني لا أعرف كيف ستكون مدرسة لوود على الأقل سأقابل أناساً جدد وأسمع عن العالم وستكون هناك فرصة لكي أجد السعادة
    Kardeşini serbest bırakarak nazik ve hoşgörülü biri olduğunu gösterme şansı var. Open Subtitles لديه فرصة لكي يظهر انه شخص عطوف و متسامح باطلاق سراح اختك
    Kırkta bir şansımız olduğunu mu? Open Subtitles واحدة من أربعين فرصة لكي أنجو؟
    Bunu yeniden yapması için bir şans daha vermeyeceğim ona. Open Subtitles .لايُمكنني بأن أمنحها فرصة لكي تفعلها مُجددًا
    - Sanırım bu durum ona kendi tecrübelerini de katabileceği bir otobiyografi yaratması için bir şans sundu. Open Subtitles - أعتقد أنه أعطاها فرصة لكي تكون - متعلقه بالسيره الخاصه لها لوضع خبرتها في الأمر
    Söyleyeceklerimi dinlemen için bir şans istiyorum. Open Subtitles كل ما اطلبه هو فرصة, لكي تسمعينني.
    Yepyeni bir dünyaydı, yeniden başlamak için bir şans. Bunu kullanmak istedim. Open Subtitles كان عالماً جديداً، فرصة لكي نبدا مجدداً" "و قدرغبتُ بذلك
    Kendine mutlu olmak için bir şans ver, devam et. Open Subtitles أعطِ نفسك فرصة لكي تكُون سعيد، تقدم
    Sana borcunu azaltman için bir şans vereceğim. Open Subtitles سأعطيك فرصة لكي تقللي دينك
    Sadece kardeşime çöp çıkarma dünya rekorunu kırması için şans veriyorum. Open Subtitles أنا فقط أمنح أخي الصغير فرصة لكي يحطم الرقم العالمي في إخراج القمامة
    Bu neye kadir olduğunu kanıtlaman için şans. Open Subtitles انها فرصة لكي تثبت ماهي مقدرتك.
    Sana durumunu düzeltmek için şans vermeliyim. Open Subtitles علي أن أعطيك فرصة لكي تُعدل وضعك
    Büyümesi için şans vermelisin. Open Subtitles عليكِ منحها فرصة لكي تكبر
    Bir tur atma şansım var mı? Open Subtitles هل هناك فرصة لكي أحصل على جولة ؟
    Şimdi ise, bu sözü yerine getirebilmek için bir şansım var. Open Subtitles الآن, ربما لدي فرصة لكي أوفي بالوعد
    Umarım, bir daha gözden geçirme şansı olur ama Galactica ile aramızda 30 dakikalık bir gecikme var ve-- Open Subtitles بخصوص مراسم تقاعد جالاكتيكا على أمل أن يكون لديه فرصة لكي يراجعها ولكن هناك 30 دقيقة تأخير بين جالاكتيكا و
    Oraya varmadan kurtarılma şansımız var. Open Subtitles لدينا فرصة لكي ننقذ قبل الوصول إلى هناك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus