Hayatta kalan bir insanla iletişim kurmak için bu tek şansımız, anladın mı? | Open Subtitles | انظر، هذه أفضل فرصة لنا للتواصل مع أي كائن حي في الخارج، اتفقنا؟ |
Bu son birlikte olma şansımız ve sen mahvediyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أنه ربما تكون هذه آخر فرصة لنا لكي نكون سوية و أنت تفسدها بالكامل |
Yarın bakma şansımız olmayabilir, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن بهذه المضارب فلا فرصة لنا في الفوز غداً |
Bu ulusun kültür tarihini yeniden yazmamız için bir fırsat bu. | Open Subtitles | مثيراً للاهتمام؟ إنها فرصة لنا لنعيد كتابة التاريخ الثقافي لهذه البلاد |
Bu bizim en iyi fırsatımız olabilir. Kaçmalarına izin vermeyeceğiz, değil mi? | Open Subtitles | ربما تكون هذه أفضل فرصة لنا نحن لن ندعهم يفرون بذلك , أليس كذالك |
Öldürecek kadar yanına yaklaşabilecek tek insan, yeğenimdi ve bizim tek şansımız da onunla birlikte öldü. | Open Subtitles | الرجل الوحيد الذى كان بإمكانه الاقتراب منهليتمكنمن قتلهكان إبن اخي .. و هذه كانت افضل فرصة لنا والتى ماتت بموته. |
İstatistiksel olarak neye sahip olduklarını çözmemiz için en iyi şansımız bu. | Open Subtitles | إنها أفضل فرصة لنا لتحديد المكان الذي سيذهبون إليه |
Elini kolunu dolaştırırsak, en azından bir şansımız olur. | Open Subtitles | على الاقل اذا قمنا بإستعجاله, حصلنا على فرصة لنا. |
Ayrıca teknik olarak en iyi şansımız değil. Tek şansımız olduğuna oldukça eminim. | Open Subtitles | وعمليّاً، ليست أفضل فرصة لنا كلّي يقين أنّها فرصتنا الوحيدة |
Bu bizim, aile olarak gerçekten bir şeyler yapabileceğimiz ilk ve son şansımız. | Open Subtitles | هذه اول واخر فرصة لنا نستطيع ان نقوم بعمل شيء فيها كعائلة |
Burası en iyi şansımız. En azından nereden geleceklerini biliyoruz. | Open Subtitles | هذه أفضل فرصة لنا معهم، على الأقل فنحن نعلم من أين سيأتون |
Dün yaşananlardan sonra bunun artık son şansımız olduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | وبعد الأمس , لم أتمنع عن الشعور أنها هذه آخر فرصة لنا |
Kurtulmak için en iyi şansımız ise, birbirimizi kollamak. | Open Subtitles | وافضل فرصة لنا للنجاة ان ينقذ كلاً منا الأخر. |
En iyi şansımız, Kira kalesinin emniyetinden ayrıldığı an saldırmak. | Open Subtitles | أفضل فرصة لنا للهجوم على كيرا حين تقل الحراسة على القصر |
Sadece beraber biraz vakit geçirmemiz için bir fırsat. İşle ilgili bir şeyler öğrenmek için. | Open Subtitles | إنّها فرصة لنا لقضاء بعض الوقت معاً فرصة لتعرفي أساسيات العمل |
Bunun baltalarımızı gömmek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüştüm ama sizler bunu aptal bir içki oyununa çevirdiniz. | Open Subtitles | إعتقدت بأنها ستكون فرصة لنا لدفن الأحقاد لكن عوضاً عن ذلك حولتموني إلى مجرد لعبة شرب غبية. |
İtiraf etmek için bir fırsat kollamamız gerek. | Open Subtitles | ينبغي أن نعتبر هذا فرصة لنا لنكون واضحين |
Şimdi, evren sağ olsun, harika bir fırsatımız var. | Open Subtitles | هيا، نخبر كل واحد مره وبعد ذلك ينتهيى الأمر والآن شكراً للكون لإعطاه فرصة لنا |
Bu içeri sızıp, kimseye görünmeden Su'yu kurtarmak için en iyi fırsatımız. | Open Subtitles | تلك افضل فرصة لنا للتسلل وتحريرسومن دونانتتمرؤيتنا. |
Şurası da onların önünü kesmek için en iyi fırsatımız. | Open Subtitles | وهنا بالضبط أفضل فرصة لنا كي نعترض طريقهم. |
Jonas Emmet, Russ ve ekibi bulmak için en iyi umudumuz. | Open Subtitles | (جوناز) هو أفضل فرصة لنا في إيجاد (إيمت) و(روس) وباقي الطاقم. |
Ölümüne korkmuş bir anneye en iyi şansımızın bir sihir numarası olduğunu söyleyemem. | Open Subtitles | ،لن أخبر أمّاً يتمكّن الهلع منها أنّ أفضل فرصة لنا هي خدعة سحريّة |