Resmini gördüğünüz Firavun Beşinci Ramses’in ölüm sebebi çiçek hastalığıdır. | TED | وتوفي فرعون رمسيس الخامس، الصورة التي هنا، من فيروس الجدري. |
Firavun'un Güneşle,tanrı Horusla birlikte gökyüzü boyunca çıkacağı yolculuğu simgeliyorlar. | Open Subtitles | هي الوسيلة التي سيستخدمها فرعون فىرحلتهعبرالسماءمعالشمس . مع الإله حورس. |
Firavun'un evine gelen bu adil ve genç tanrı da kim? | Open Subtitles | من هذا الإله الجميل الصغير الذي حضر إلى منزل فرعون ؟ |
Ölüm Meleği'nin Mısır üzerinden geçip Firavunun ilk çocuğunu aldığı gibi. | Open Subtitles | كما مر ملاك الموت على مصر و أخذ حياة أبن فرعون |
Ben ölüm ırmağını geçtiğimde sen Mısır Firavunu olacaksın. | Open Subtitles | عندما أجتاز نهر الموت ستكون أنت فرعون مصر |
Firavun'un evine gelen bu adil ve genç Tanrı da kim? | Open Subtitles | من هذا الإله الجميل الصغير الذي حضر إلى منزل فرعون ؟ |
Ama bu sizin zaferiniz. Bu zafer svincine Firavun'da katılacak. | Open Subtitles | و لكن هذه ساعة انتصارك سوف يبتهج فرعون لهذا الإنتصار |
Firavun sadece lanet bir mezar taşını dikmek için kölelerine milyonlarca blok taşıttı. | TED | كان عبيد فرعون يحركون ملايينا من قطع الطوب إلى هذا الموقع فقط لينصب قبره الغريب؟ |
Lisht soyluların sahasıdır; orada, Firavun'un sarayında yaşamış ve çalışmış binlerce insan gömülü olmalıydı. | TED | ليشت يعتبر موقع ملكى، لا بد أن الآلاف قد دفنوا هناك ممن عاشوا وعملوا في حكم فرعون. |
Firavun bunun haberini almış -- Gerçek bu, internetten baktım. | TED | ثم استفاد فرعون من ذلك هذه حقيقة من الانترنت |
Ve hayatlarından endişe eden Yahudiler, dahice bir fikir bulmuşlar, veya en azından, Firavun'un isteklerini yerine getirmek için, elbette ki. | TED | ولخوف اليهود علي حياتهم قاموا بابداع فكرة ذكية او علي الأقل ليرضوا امنيات فرعون طبعا |
Gavaj. Gavaj tekniğini hayatlarından endişe ettikleri bir dönemde icat etmişler, ve Firavun'a bunu gavaj çiğeriyle sunmuşlar, ve güzel olan kısmını kendilerine ayırmışlar. | TED | في لحظة خوف علي حياتهم واعطوا فرعون كبد الأوز والأشياء الجيدة احتفظوا بها لانفسهم |
Ama bu hediyeyi almak Firavun'a saygısızlık demekti. | Open Subtitles | و لكن التخلى عن هدية من فرعون فذلك تدنيس للمقدسات |
Firavun yeni tapınakta tanrılar için dua edecek. | Open Subtitles | المعبد الجديد حيث يعبد فرعون اٍلهه الواحد |
Firavun üzerinden Mısır'ı talihsizlikle suçlayan onlar. | Open Subtitles | اٍنهم الذين يلقون باللوم على فرعون لمصائب مصر |
Firavun'un,Hititlerin ülkesinde ve Suriye'deki zaferlerini küçümsemiş. | Open Subtitles | لقد قلل من شأن اٍنتصارات فرعون فى سوريا و فى أرض الحيثيين |
Firavunun kızı öldü. Çünkü onu kurtaracak hiç kimse yoktu. | Open Subtitles | لقد ماتت اٍبنة فرعون لأنك لم توجد هناك لتعالجها |
Firavunun Tanrısını takip edenler, daima öldürülmüştür. | Open Subtitles | كل تابع لاٍله فرعون قد وضع عليه علامة الموت |
Firavunun kızı önünde boş kalpten söz ediyorlar. | Open Subtitles | أتتحدثن عن القلوب الخاليه أمام إبنة فرعون |
Mısır Firavunu... tarihteki en efsanevi silahı... daha önce adını bile duymadığı 19 yaşında bir çocuğa ödünç mü verecek? | Open Subtitles | فرعون مصر ذاهب الى تقديم واحدة من اكثر الاسلحة المتطورة في التاريخ ليبلغ من العمر 19 عاما انه طفل ابدا حتى يسمع؟ |
Olmaz! Sponsorun Olarak Tam Gerçekçilik İstiyorum. Pharaoh Sesi Sonradan Koymaz. | Open Subtitles | بصفتي ممولك ، اصر على الواقعية لم يدخل (فرعون) الصوت فيما بعد |
Bu rahipler bize değil, Firavuna acı getirdi. | Open Subtitles | لقد كان الكاهن و ليس فرعون الذى أتى بالبأس لنا |
Sanırım Hamar firavunla birlikte mezarın içine kapatılma niyetinde. | Open Subtitles | أعتقد أن (هامان) يعتزم أن يدفن فى المقبرة مع فرعون. |
Ben sabah ve akşam yıldızıyım. Ben Firavunum. | Open Subtitles | أنا نجم الصباح و المساء أنا فرعون |