Suyun derimde hissettirdikleri karıncalanma gibiydi ve bu sebeple yıllarca duş yapmayı reddettim. | TED | وقد كان الشعور بالماء على جلدي كما لو كان الدبابيس و الإبر، فرفضت أن أغتسل لسنوات. |
Üzgünüm. Davayla ilgine bakıp doğal olarak reddettim. | Open Subtitles | و بسبب ضلوعك في القضيه فرفضت الأمر فورا |
Salıverildiğim gün, bir iş teklif ettiler.reddettim. | Open Subtitles | وفييومإطلاقسراحي... طُلِب مني القيام بمهمه بالخارج ، فرفضت |
Benim için onu reddedip, bıçaklayarak öldürdünüz. | Open Subtitles | فرفضت و قتلته نيابةً عني |
Benim için onu reddedip onu bıçakladınız. | Open Subtitles | فرفضت و قتلته نيابةً عني |
Onlar için birkaç hızlı ol işi yapmıştım, aslında bana teklif ettiler ama ben reddettim. | Open Subtitles | لقد إتصلوا بي لكي أقود سيارتهم فرفضت |
Dün Fabrizio o adamla çıkmamı istedi. reddettim. | Open Subtitles | بالأمس (فابريزيو) طلب مني الخروج معه فرفضت |
Carrie bana yardım için geldi. Ona birkaç gizli belgeyi vermemi istedi. Ben reddettim. | Open Subtitles | كاري) أتت إلي للمساعدة، تسألني) جلب بعض الملفات السرية، فرفضت |
Johannesburg'u önerdiler. reddettim. | Open Subtitles | عرضوا عليّ "جوهانسبورغ" فرفضت |
reddettim. | TED | فرفضت. |