"فرقته" - Traduction Arabe en Turc

• grubu
• grubuyla
• grubunu
• grubuna
• grubunda
• adamları
• grubunun
• takımına
• bölüğünü

Boktan müzik grubu olan paketlemeci eleman bile benden fazla mala vuruyordur.
عامل النقل لدي هو و فرقته السخيفه ربما يقيم علاقات اكثر مني

grubu da iyiydi.
أظن بأن فرقته كانت جيدة جدا كذلك صحيح أنهم لم يكونوا يسافرون بعيدا

grubuyla tura çıktığı için artık sadece arkadaşız.
حسناَ .. إننا مجرد أصدقاء الآن وهو يسافر مع فرقته لإحياء حفلات

Sen bu şeyleri Keanu Reeves ilk grubunu kurduğundan beri biriktiryorsun.
انت تجمع هذه الاشياء منذ ان بدا كيانو ريفيز فرقته الاولي

Yani babam, Larry ve onun salak Rock grubuna lokantada çalmalarına izin verdiği zaman Larry, akşamları lokantada takılırdı.
أعنى ,عندما كان ياتى لارى إلى المطعم فى بعض الليالى عندما كان أبى يترك لارى و فرقته الموسيقية يعزفون هناك

İyi haberse, onun grubunda klavyeci oldum.
الخبر الجيد هو انا العازف الجديد في فرقته

Sen ve benim Kaptan Spaulding ve grubu hakkında konuşacaklarımız var.
أنت و أنا سيكون لدينا مهرجانا صغيرا بالتأكيد عن كابتن سبولدينج و فرقته المرحه من الأوغاد

Herneyse, bir gece grubu programlarını henüz bitirmişti...
على كل حال، أحد الليالي فرقته إنتهت من الغناء

Parti filan değildi. Yetenek yarışması için grubu prova yaptı.
لم تكن حفلة كانت اجتماعا لاعضاء فرقته للتعارف والتدرب

grubu o olmadan çalacak, bu haksızlık.
فرقته الخاصة تعزف من دونه وهذا غير عادل اطلاقا

Hamile kaldığım gece grubu bunu çalmıştı.
ماذا,؟ نعم لقد سمعت فرقته تغني في ليلة حملي

Partide onların grubu çalacağından prova yapacak bir yere ihtiyaçları olacak.
حسنا، فرقته تعزف فى الحفل و سيحتاجون تلك المساحة للتدريب

Ben de kuzey yakasındaki grubuyla çalması için gitmesine izin verdim.
فتركته يذهب للعزف مع فرقته في الركن الشمالي، ما رأيك؟

Okuldaki grubuyla birlikte eski şarkıları söylüyorlar.
وقام بتقديم عدّة أغاني مقتبسة مع فرقته في المدرسة

Çünkü bu akşam onun grubunu izlemeye gidecektim, ve sen de davetliydin.
لانه من المفترض أن اذهب لإري فرقته تعزف الليلة, وانت مدعوة ايضاً

Striptiz Kulübünün sahibi "B" grubunu kullanmaktan bıkmıştı ve ekibini almak için gelmişti.
لقد سئم صاحب النادى من فرقته الإحتياطية لذا عاد إلى الفرقة الأساسية

Karşılığında da erkek grubuna katılmayı düşüneceğimi söyledim.
‫بمقابل أن أفكر في الانضمام إلى فرقته للفتيان

Ama bir bakmışsın, esrar içip müzik grubunda inek çıngırağı çalıyorsun.
ولكن بعد ذلك، ستبدئين بتدخين سجائر الماريجوانا وتدقين جرس البقر في فرقته.

O ve adamları Nottingham'ın şeytani Şerif'inin başına büyük belalar açıyorlardı.
هو يعرف بأنه و فرقته من الرجال المرحين لعب السهم الشرير لنوتنجهام

Yani, grubunun aynı gece başka bir partide çaldığını duydum.
أقصد، لقد سمعت أن فرقته تغني في حفلة أخرى في نفس الليلة.

Onun bölüğü birkaç yıl önce, dış işleri güvenlik takımına destek için Bağdat'taki bir konvoya koruma yapmışlar.
حصلت فرقته إلى دعم تبادل لاطلاق النار فريقا أمن وزارة الخارجية على قافلة في بغداد بضع سنوات مضت.

Kızılderisi boyası sürmüş ve bölüğünü bilmiyor.
لديه طلاء هندي ولا يعرف فرقته