"فريداً" - Traduction Arabe en Turc

    • eşsiz
        
    • benzersiz
        
    • eşsizdi
        
    Görünüşünüzü, eşsiz ve şık olacak şekilde çekip çevirmekle ilgili. TED أهم شيء أن ترتب مظهرك الشخصي لكي يبدو فريداً ومستساغاً.
    Ama bu güvenlik sistemini eşsiz kılan şey,.. ...ölümcül tepki sistemi. Open Subtitles ولكن ما يجعل نظام الأمن هذا فريداً أنه نظام يردّ بالقتل
    eşsiz birşeyi, sonrası için bir konuşma konusunu olarak belirlemelisiniz. Open Subtitles عليك أن تلحظ أمراً فريداً من نوعه كموضوع نقاش لمابعد
    Bir köşe yazısı yazabilecek kadar benzersiz bir bakış açın olduğunu söyledim. Open Subtitles ،لقد عرضت أن تكتبي عموداً في الجريدة قلت أنك تملكين منظوراً فريداً
    Bu hikâye önemli çünkü ben kesinlikle özel değilim; çünkü başıma gelenler eşsiz değildi. TED هذه القصة مهمة أصلاً لأنني لست مميزاً، لأن لا شيء مما حدث لي كان فريداً.
    Ve dördüncüsü, soylu, elit eşcinsel dediğimiz türdür, ülkemizin, bir komünist ülkenin, eşsiz birer örneğidirler. Open Subtitles والفئة الرابعةالمثلي الملكي, منتجاً فريداً في بلادنا, بلد شيوعي.
    Baştan söyleyeyim, çiklette bulduğum yiyecek parçaları eşsiz bir şey çıkmayacak. Open Subtitles حسناً,علي تحذيرك أي طعام سأجده في العلكة لن يكون فريداً
    Daha iyisi, onu eşsiz kılan nedir? Open Subtitles و الأفضَل من ذلك، ما الذي يجعلهُ فريداً من نوعِه؟
    Ama O, kendisini eşsiz kılan bir yetenekle doğmuştu. Open Subtitles لَكنَّه ولدَ بموهبةٌ جعلته فريداً بين أقرانه
    Yani, her robot eşsiz ve kopyalanamaz olurdu. Open Subtitles أعني، كل انسان آلي يجب أن يكون فريداً.. وغير قابل للنسخ.
    Ben bir akbabayım. Katillerle yaşıyorum. eşsiz bir bakış açısına sahibim bu yüzden. Open Subtitles أنا نسرٌ، أعيش على جيف القتلى، هذا يهبني إحتراماً فريداً.
    Budala ve kevaşe olmanın bir iyi tarafı da size eşsiz bir bakış açısı sunmasıdır. Open Subtitles أحد الأمور بشأن كونك شخصاً فاحشاً و غبياً أنه يمنحك منظوراً فريداً
    İkinizin gayri meşru bir çocuğu olsa, eşsiz olurdu. Open Subtitles إذا أنتما أنجبتما طفل حب، قد يكون فريداً من نوعه.
    dedi. Bir diğeri de şöyle dedi: "Ben farklı değilim. eşsiz değilim. TED و قال آخر، "أنا لست مختلفاً. أنا لست فريداً.
    Sürgünden sonra, Majestelerine düşestarafından gösterilen hizmetten ötürü ünvanın sağladığı eşsiz ayrıcalıklar erkeklereolduğukadar, ailenin kadınlarına da bahşedilmişti. Open Subtitles ... لاحقاً ، لأجل الخدمات المقدمة لجلالته ... عقب إعادته بواسطة الدوقة ... اللقب منحه إمتيازاً فريداً من نوعه
    Büyük babamı adaya çeken şey, dayanaklı iş gücü kaynağının bol olmasının yanı sıra, volkanik topraklarla, onu çevreleyen sıcak su akıntısının... eşsiz birleşimiydi. Open Subtitles ، ما الذي جذب إنتباه جدي للجزيرة بصرف النظر عن مصدر ، الجهد الوافر الذي صرف إياه ... كان مزيجاً فريداً من التربة البركانية
    Evet kesinlikle eşsiz biriydi. Open Subtitles أجل، لقد كان فريداً من نوعه بالتأكيد
    İki parça olması onu benzersiz yapıyor. Open Subtitles حسناً، تصميم الجزئين يجعله فريداً من نوعه.
    Bir toplantıda benzersiz bulunmak. Open Subtitles أن يتم ايجادك فريداً في إطار أحد الاجتماعات.
    Bir toplantıda benzersiz bulunmak. Open Subtitles أن يتم ايجادك فريداً في إطار أحد الاجتماعات.
    İlerleyen saatlerde karşılaştığımız manzara ise gerçekten eşsizdi: bir tarantulanın tehtidinde ufacık siyah bir kara kurbağası. Open Subtitles لاحقاً، صادفنا شيئاً فريداً حقاً. ضفدع أسود صغير جداً، يُهدّده عنكبوت ذئبي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus