Sen kazandın anne. Umarım kendini iyi hissediyorsundur. | Open Subtitles | ـ لقد فزتِ يا أمّي، أتمنّى أن يجعلكِ هذا تشعرين بتحسّن. |
Bu yılki maçların neredeyse hepsini kazandın. | Open Subtitles | أقصد, لقد فزتِ تقريباً كل مباراة هذا الموسم |
Sana gelince dingillerin efendisi sen özel bir hediye kazandın. | Open Subtitles | وأنتِ يا زعيمة عصابة الأغبياء، فزتِ بهدية مميزة. |
Dedi ki, eğer bunu kazanırsan hayatının konuşmasını yapmalıymışsın ki haklı da. | Open Subtitles | هو قال إذا فزتِ بهذا، عليكِ إلقاء أفضل خطاب بحياتك وهو محق |
Bu maçı kazanırsan, sana ne anlama geldiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | إذا فزتِ بهذه المباراة سأخبركِ ماذا يعني الاسم |
Ayrıca anladığım kadarıyla, kazandığın takdirde ödülü genç Patty Duke'un kabul etmesini talep etmişsin. | Open Subtitles | وفهمت أيضاً أنكِ طلبتِ من الصغيرة باتي دوك بأن تقبل الجائزة عنكِ إن فزتِ |
Ve resitalde mor rolü kazandığını varsayıyorum-- bugün duyurdu, değil mi? | Open Subtitles | و أفترض أنّكِ فزتِ بدور مهم في العرض لقد أعلن ذلك اليوم , صحيح؟ |
kazandın, bunu kesebilirsin artık | Open Subtitles | حسناً... بالفعل... انتِ فزتِ ، يمكنكِ التوقف الآن |
Bekle. Figüranlığı kazandın mı? | Open Subtitles | مهلاً, أنتِ فزتِ بالمشهد الصغير؟ |
Bebeğim, daha ilk albümün çıkmadan Billboard kazandın. | Open Subtitles | ياعزيزتي، لقد فزتِ بجائزة بيلبورد" قبل حتى صدور أول ألبوم لك" |
- kazandın dedim ya demin. | Open Subtitles | لقد فزت لقد قلتُ لتوي أنك فزتِ |
Tamam ulan, sen kazandın! Yalvarırım yeter artık. | Open Subtitles | فزتِ أيتها اللعينة، توقفي الآن .بيق بينك - |
- Yani kazandın. - Hayır, kazanmadım. | Open Subtitles | ــ إذن لقد فزتِ ــ لم , لم أفز |
O yüzden, tebrikler. kazandın. | Open Subtitles | وبالتالي ، مبارك ، لقد فزتِ |
kazandın, bebeğim! | Open Subtitles | لقد فزتِ يا عزيزتي |
Bu eli sen kazandın demek. | Open Subtitles | يعني إنكِ فزتِ بهذه الجولة. |
- Tamam, sen kazandın. - Neyi kazandım? | Open Subtitles | حسناً ، لقد فزتِ - فزت بماذا ؟ |
İnan bana eğer bu oyunu kazanırsan büyük bir tehlikeyle karşılaşacaksın. | Open Subtitles | صدقيني عندما أخبرك أنكِ إذا فزتِ بهذه اللعبة، ستصبحين في خطر مميت |
Sen kazanırsan bu gece seni görmedim. | Open Subtitles | إذا فزتِ, أنا لم أركِ الليلة قط |
Eğer oyunu kazanırsan kilit açılır. | Open Subtitles | إن فزتِ في اللعبة، فالقفل ينفتح |
O deneme yarışmasını kazandığın ama annenin ödülünü almayı izlemeye bile gelemeyecek kadar meşgul olduğu zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين عندما فزتِ بمسابقة أفضل مقالة، وكانت والدتكِ مشغولة... فلم تتمكّن من الحضور... |
Beni buldun diye kazandığını falan mı sandın? | Open Subtitles | -أتعتقدين أنّكِ ذكية جداً يا (نيكي)؟ ماذا تعتقدين، أنّكِ فزتِ بمُجرّد عثوركِ عليّ؟ |
Tebrik ederim Dr. Fowler ağaç eve girmeye hak kazandınız. | Open Subtitles | تهانيّ د. (فاولر) لقد فزتِ توًّا بمكان لكِ على الحصن. |