"فساد" - Traduction Arabe en Turc

    • yolsuzluk
        
    • yozlaşma
        
    • rüşvet
        
    • yozlaşmış
        
    • yolsuzluğu
        
    • yozlaşması
        
    • ahlaksızlık
        
    • çürümüş
        
    • bozulma
        
    • Gözden
        
    • yolsuzlukları
        
    • yolsuzluğa
        
    • yolsuzluğunu
        
    Las Vegas Polis Teşkilatı'ndaki yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili umut vaat eden gelişmeler yaşandı. Open Subtitles أي تطوير وَاعِد اللّيلة التحقيق في فساد مكتب التحقيقات الجنائية في لاس فيغاس.
    Borcu kapanmazsa başkan hakkında yolsuzluk skandalı yaratmakla tehdit etmiş. Open Subtitles تهدد بفضح العمدة في ضحية فساد مالم الضحية يدفع لها
    Ve Nazilerdeki bu bireysel yozlaşma 1943 sonbaharında Yahudilerin karşı koymasına zemin hazırladı. Open Subtitles وقد كان فساد نازييين فرديين الذي مكّن اليهود من المقاومة في خريف 1943
    Medya, Sanno'nun İmar Bakanlığı rüşvet davasıyla olan bağına yoğun ilgi gösteriyor. Open Subtitles ولكن هناك ضجة بالإعلام بخصوص علاقات عائلة .سانو بقضية فساد وزارة الأراضي
    Bildiğiniz üzere El Salvador'daki sorunlardan biri de polislerin yozlaşmış olması. TED ونحن على علمٍ بأنه في السلفادور كانت إحدى المشاكل فيها هي فساد الشرطة،
    İsrafı ortaya çıkardım! yolsuzluğu ortaya çıkardım! Hı hı, Hı hı. Open Subtitles لقد وجدت إهدار لقد وجدت فساد هل ستكفين عن هذا ؟
    En kötü ölüm şekli; içten ölüm, ruhun yozlaşması. Open Subtitles أسوأ أنواع الموت المحتملة، الموت من الداخل. فساد الروح
    Veba, savaşlar, ahlaksızlık yalancı peygamberler, sahte kahramanlar, altına tapanlar. Open Subtitles أنظر الي العالم طاعون، حرب، فساد .. رسل مزيفون
    Borcu kapanmazsa başkan hakkında yolsuzluk skandalı yaratmakla tehdit etmiş. Open Subtitles العمدة بفضح تهدد لها يدفع الضحية مالم فساد ضحية في
    Bahsettiğin amaç sadece... yolsuzluk. Open Subtitles الغاية والمغزى التي تتحدث عنها في نهاية المطاف ليست سوى فساد
    İnsanlar seni kahraman olarak görüyorlar çünkü Senatör Forrest Clayton'un yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarını ortaya attın. Open Subtitles يطلق الناس عليك لقب بطل لانك اظهرت فساد السيناتور فورست كلايتون لكى نكون على وضوح انا لست بطلا
    yolsuzluk veya dolandırıcılık yaptığımız taktirde kanunlar önünde hesap vermek zorunda kalırız. Open Subtitles اذا ثبت ان احد الجالسين هنا الان انه متورط بكل تأكيد فى اعمال فساد فوقتها سيتلقى عقاب صارم
    Başkanla ilişkisi olsun olmasın 5 ayrı yolsuzluk soruşturması yürütüyoruz. Open Subtitles نحن نرافق خمسة قضايا فساد ضد أفراد ربما وربما لا إرتبطوا بالعمدة
    Ve son olarak, üç numara: Her kim Lesterland ile ilgili ne söylerse söylesin, tarihi arka planı, geleneklerine karşın, vatanımızda, ABD'de, Lesterland bir yozlaşmadır, bir yozlaşma. TED وأخيراً، النقطة رقم ثلاثة: مهما كان أحد يريد أن يقول عن ليستيرلاند، على خلفية تاريخها و تقاليدها في بلادنا، في الولايات المتحدة الأمريكية، ليستيرلاند هي فساد، فساد.
    Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum: bir Afrika ülkesinde böylesi verimsizlik bulunması için orada yozlaşma olmalıdır. TED الآن، اعرفُ بماذا تفكرون: لا بد من وجود عدم كفاءة في دولة افريقية يجب أن يكون هناك فساد.
    Bu kurumda yozlaşma, yüksek yerlerden göz yumulmadan varolamaz. Open Subtitles فساد الشرطة لا يتحقق إلا بتساهل من السلطات العليا في القسم
    Zayıflık gösterip rüşvet almaktan utanç duyan birinin davranışıydı bu. Open Subtitles انه تصرُف رجل فى حالة يأس مطلق امام فساد و تأنيب ضميره
    BOPE rüşvet yiyen vekillere de satıcılara davrandığı gibi olsa ne olurdu bir düşünün. Open Subtitles تخيل الفوضى لو كانت الشرطة الخاصة تعمل على ذلك فساد تام مثل المروجين
    Son yıllarda Kenya dünyanın en yozlaşmış 10 ülkesinden biri seçildi. TED في السنوات الأخيرة، صنفت كينيا من أعلى 10 دول في العالم بها فساد.
    Peki fakirlik ve yolsuzluğu nasıl zenginlik ve daha az yolsuzluğa dönüştürürsünüz? TED كيف لك أن تتخلص من الفساد والفقر إلى الثروة وإلى فساد أقل ؟
    Polisin yozlaşması, otoriteye saygısızlık, ...gangsterlerle pazarlık. Open Subtitles فساد الشرطة، عدم إحترام السلطة، مفاوضة السفاحين.
    Barlarda kavga, halka açık yerlerde ahlaksızlık var... ve gençler de doğru yoldan saptırılıyor, ve şimdi anlıyorum ki bunların tümünün kaynağı burası- o şeylerin hepsi bu sınıftaki pis fikirlerde kök buluyor. Open Subtitles ، وهناك شجار في الحانات ، هناك بذائة في الأماكن العامة ، وهناك فساد الصغار ...والآن أرى بأن كل هذا ينبع من هنا ينبع من تعلم القذارة هنا في هذا الصف
    Şimdi yola çıkıp buradan ayrılmama izin vermezseniz, hiç fark etmeyecek çünkü varana kadar depodaki mallar çürümüş olacak. Open Subtitles والآن إن لم تدعيني أصعد لسفينتي وأغادر هذا المكان، لن يهم أي شيء كما سيتم فساد بضائعي عندما أصل
    Bu tarz bir bozulma bir sürü kişiye çok fazla para kazandırmıştır. Open Subtitles أسلوب للعيش؟ فساد كهذا يمكن أن يجني الكثير من المال لكثير من الناس
    Gözden düşen Şerif Jimmy Pritchard bugün intihar etti. Open Subtitles الشريف جيمي بريتشارد المتهم بقضية فساد لقى حتفه اليوم
    Yerel polisin yolsuzlukları sebebiyle eyalet polisi özel ekibe bizi davet etti. Open Subtitles شرطة الولاية دعتنا إلى قوات المهام لتحديد فساد شرطة في الميدان
    Yaptığın tahkikatın, bu ofisin de içine karıştığı bir organize suç şebekesini ve muhtemel bir polis yolsuzluğunu ortaya çıkardığı aşikâr. Open Subtitles ‫بات واضحاً أن تحقيقك ‫كشف عن حلقة من الجرائم المنتظمة ‫وربما فساد بين رجال الشرطة ‫هنا في المكتب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus