Bebeğim,daha az önce sana tam kıvamında 100 tane tuzlu Fıstık verdim. | Open Subtitles | حبيبتي لقد أحضرت لكِ لتوي 100 حبة فستق بكمية ملح مناسبة أيضاً |
Kasabada doğal Fıstık ezmesi satan tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك متجر واحد فقط في المدينة يبيع زبد فستق طبيعية |
Mutfakta biraz Fıstık ezmesiyle jöle var. Kulağa nasıl geliyor? | Open Subtitles | لدي زبدة فستق وبعض الجيلي في المطبخ , ما هذا الصوت؟ |
Yatağını ıslatmanın utanılacak bir tarafı yoktur, Fıstığım. | Open Subtitles | التبول في السرير لا يدعو للخجل يا فستق |
İspiyoncu falan değilim ama öğretmenimiz resmen bir haftalık deniz fıstığı misali berbat. | Open Subtitles | أنظري , أنا لست إمرأة واشية ولكن مُعلمنا تفوح منه رائحة فستق البحر النتن منذ أسبوع |
Kaptan, daha yeni cips, iki sosisli sandviç ve bir çanta dolusu Fıstık yedin. | Open Subtitles | يا صاح ، لقد تناولت للتو ناتشو وسندويتشين نقانق و كيس فستق |
"İnsanoğlu denilen bu yıkım canavarı, ki bundan sonra kendisinden Yok edici Fıstık olarak bahsedilecektir, kasten ve önceden planlayarak yapmış olduğu kötülükleriyle, yiyecek stokladığımız ambarları ezmiş, tüm alt kat kuluçka odalarını suyla doldurmuş, ve kolonimizi korkunç bir çamur seli altında bırakmıştır. | Open Subtitles | هذا البشري الوحش المدمر الذي نشير له باسم فستق المدمر قام بكامل إرادته بسحق غرفة مخزن الطعام |
Fıstık mı? Yok edici mi? Senin yüzünden yuvamdan oldum. | Open Subtitles | فستق المدمر ,كان يجب أن أخرج من العش بسببك |
Tüm günü kaloriferden Fıstık çıkarmaya çalışarak geçirdim. | Open Subtitles | أجل وأنا أيضاً قضيت النهار أحاول التقاط حبة فستق من فتحة جهاز التدفئة |
Ben öldükten sonra, eğer Fıstık ezmeli ve salamlı bir sanviç görürsen... onu ye, çünkü o ben'im. | Open Subtitles | بعد أن أموت, إن رأيت زبدة فستق و شطيرة بولونية كلها, لأنها أنا |
Bir adamın bulduğu çikolata ile diğer bir adamın bulduğu Fıstık ezmesini birbirine karıştıran adam gibi. Bu doğru değil. | Open Subtitles | مثل الفتي الذى يضع شيكولاتته في زبدة فستق فتي آخر. هذا ليس صحيح. |
İki tane dondurmalı Snicker bir paket Fıstık, iki tane de cigara. | Open Subtitles | اثنين من الشوكولاة المجمده كيس فستق , واثنين من السجائر |
Yürüyen bir Fıstık gördüm ve lastik bir bandın şarkısını duydum. | Open Subtitles | رأيت فستق ينهض وسمعت مطاط يتعصب |
Yürüyen bir Fıstık gördüm ve lastik bir bandın şarkısını duydum. | Open Subtitles | رأيت فستق ينهض وسمعت مطاط يتعصب |
Joey, kafanın arkasında Fıstık ezmesi mi var? | Open Subtitles | جوي، هل هنالك زبدة فستق على رأسك؟ |
Şu ana kadar yediğim en güzel Fıstık ezmesi. | Open Subtitles | إنها أشهى زبدة فستق تذوقتها يوماً |
Aslında o hayali bir Fıstık ezmesiydi. | Open Subtitles | لقد كانت زبدة فستق وهمية في الواقع. |
İkinci el dükkanında eski oyuncaklarımızı satarken... bize Fıstık vermeye kalktılar, o sadece taş gibi durdu - sonra bize çok para verdiler. | Open Subtitles | ...عندما بعنا لعبي الصغيره فى المتجر حاولوا ان يعطونا بدلا منها فستق .. ولكنه ذهب بعدها مثل الحجاره و اخذ الكثير من المال |
- Kahretsin, senin için Fıstığım kalmamış. | Open Subtitles | تباً, أنا هنا وليس لدي فستق لكِ |
Yer fıstığı, sesini kesecek misin ? Geri çekil, otur. | Open Subtitles | فستق" هلا سكتّ قليلاً؟" ارجع للوراء , اجلس |
Mutfakta kendisine fıstıklı yağlı ve marmelatlı sandviç yapıyordu. Sonra bıçak kayıverdi. | Open Subtitles | ـ لقد كان في المطبخ يعد لنفسه زبدة فستق و شطيرة |
Nerede kalmıştık? -Ben üç Fındık kazanmıştım. | Open Subtitles | -كنت وصلت لثلاث حبات فستق |
Sarımsak, soğan havuç, portakal, yerfıstığı, yosun ve balık. | Open Subtitles | الثوم والبصل جزر وبرتقال فستق - عشب بحري سمك |