Amerikalılar girdiğine göre savaş yakında biter. | Open Subtitles | الان بما أن الأمريكان تدخلوا فستنتهي الحرب قريبا |
Eğer Swigert yanaştıramazsa görev biter. | Open Subtitles | إذا لم يستطع سواجرت أن يرسو فستنتهي المهمة |
Michael, eğer derhal neler olduğunu anlatmazsan aramızdaki her şey biter. | Open Subtitles | -هيا مايك، إن لم تخبرني عما يحدث الآن، فستنتهي علاقتنا، أتسمعني؟ |
Eğer sen de Golytsin gibiysen, kariyerim sona erer ve sen de var olmayan uzak bir yere kapatılırsın. | Open Subtitles | إذا كنت كاذباً آخر فستنتهي مهنتي وستسجن بعيداً في مكان لا وجود له |
Patikayı bul yoksa savaş daha başlamadan bitecek. | Open Subtitles | جِد الطّريق وإلّا فستنتهي المعركة قبل أن تبدأ. |
Michael, bana neler olduğunu anlatmazsan ilişkimiz biter! Tamam. | Open Subtitles | مايك، إن لم تخبرني عما يحدث الآن، فستنتهي علاقتنا، أتسمعني؟ |
Eğer yanılıyorsan, benim kariyerim biter. | Open Subtitles | إذا كنتم مخطئين بهذا الشأن فستنتهي مسيرتي المهنية |
- Bana âşık olduğun anda, her şey biter. | Open Subtitles | إذا وقعت في الحب معي فستنتهي هذه العلاقة |
Eğer o uçağa binersen eğer o uçağa bensiz binersen, her şey biter. | Open Subtitles | إذا صعدتِ تلك الطائرة إذا ذهبتِ وحدكِ, فستنتهي علاقتنا |
Eğer görülürsem oyun biter.B planına geçiyoruz. | Open Subtitles | إذا راّني فستنتهي اللعبة يجب أن نتحول للخطة ب |
Limuzini şimdi kaybedersem, oyun biter. İşim biter. | Open Subtitles | إذا خسرت هذه السيارة الآن فستنتهي اللعبه |
Eğer çekirdeği düzeltemezsek görev biter. | Open Subtitles | لو لم نستطع أن نصلح النواة فستنتهي المهمة |
Eğer kan testini geçerse, burayla işimiz biter. | Open Subtitles | اذا اجتاز فحص الدم فستنتهي مهمتنا هنا |
Bütün hayatını bir şey olacağı endişesiyle geçirirsen ne olduğunu anlamadan hayat biter. | Open Subtitles | "أحبّك" "إن أمضيتِ حياتك بالقلق من شيء قد يحدث، فستنتهي حياتك دون أن تنتبهي" |
Yaparlarsa dertlerinde biter. | Open Subtitles | إذا فعلوا هذا فستنتهي مشاكلك. |
Onu kurtarırsan oyun biter. | Open Subtitles | {\pos(190,240)} إن أنقذتيه فستنتهي اللعبة |
Naomi, bunu yaparsan hayatın biter. | Open Subtitles | نايومي), إذا فعلت هذا) فستنتهي حياتك |
Biz konuşurken grup seçeneklerini değerlendiriyor. O uçak inerse oyun sona erer hem Bölüm için, hem senin için. | Open Subtitles | المجموعة تفكر في الخيارات المطروحة إذا حطت الطائرة، فستنتهي اللعبة |
O tetiği çekersen senin hayatın da sona erer. | Open Subtitles | إن ضغطت ذاك الزناد فستنتهي حياتك معه أيضًا |
Bir rehine öldürürsen pazarlık sona erer. | Open Subtitles | إن قتلتَ رهينةً، فستنتهي المفاوضات |
Gözümü de çizdirdim mi istediğim şeyler bitecek. | Open Subtitles | بمجرد أن أقوم بعملية تصحيح النظر فستنتهي لائحة أمنياتي |
Anlaşmayı o ayarladı ama bittiğinde Aisha ve aramızdakiler de bitecek. | Open Subtitles | لقد ساعدت في إبرام هذه الصفقة ولكن بمجرد أن تنتهي، فستنتهي علاقتنا |