"فسقطت" - Traduction Arabe en Turc

• düştü
• düştüm
• düşüp

Bir tanesi kızın, diğeri de kendi suratına düştü.
فتسقط إحداهما على وجهه أما الأخرى فسقطت على وجهه

oltayı suya attım. ama kıyıya düştü.
رميت الصنارة فى الماء فسقطت على الأرض

Kiremide bastırınca yerinden düştü.
إتكأت على البلاطة فسقطت

At şaha kalktı. Böğürtlenlerin arasına düştüm.
لقد تعثر الحصان فسقطت فى شجيرات التوت البرى

-Uydu antenini düzeltiyordum ki çatıdan düştüm.
لقد كنت أصلح قمر الاستقبال فسقطت من على السف

Evet, maalesef onu itmiş ve düşüp, çocuğunu düşürmüş.
نعم لسوء الحظ ,هو دفعها فسقطت و تسبب ذلك فى إجهاضها

Çünkü Chucky'i gördü ve ondan o kadar çok korktu ki, aşağı düştü.
(بسبب إنها رأت (تشاكي فأخافها كثيراً فسقطت

Dengesini kaybedip düştü ve kafasını kayaya çarptı.
فسقطت واصطدم رأسها بالصخرة

Nehrin kıyısına düştü.
فسقطت بضفة النهر

Onları öyle korkuttum ki şapkası düştü.
أرعبتهم بشدة، فسقطت خوذته

düştü ve bağırmaya başladı. "Sırtım!
فسقطت ثم صاحت "ظهري!

Trambolinde zıplıyordu, düştü.
-كانت تلعب لعبة القفز, فسقطت .

Porter beni itti ve içine düştü!
) دفعني (بورتر) فسقطت

Yer sallanınca düştüm.
الارض اهتزت , اصابنى الدوار فسقطت

Sandalyenin üstünde durmaya çalıştım, düştüm.
أردت الوقف على الكرسي فسقطت

Jules'dan geliyorken köpeğin biri korkutunca çalılara doğru düştüm.
-وقد أخافني كلب فسقطت وسط العشب

Annesi orada olmadığından kendi almaya çalışmış ama düşüp boğulmuş.
"أمّها لم تكُن هناك لعونها، إذّ حاولت الفتاة إستعادة الدمية بنفسها، فسقطت غارقة"

Bir gün bebeği nehre düşmüş. Annesi orada olmadığından kendi almaya çalışmış ama düşüp boğulmuş.
"أمّها لم تكُن هناك لعونها، إذّ حاولت الفتاة إستعادة الدمية بنفسها، فسقطت غارقة"

# Ve yatağımdan düşüp #
ممرّراً يديّ على عينيّ# -#... فسقطت عن الفراش#