| Bunun gerçekten gösterdiği şey ortada bir hile olduğu. | TED | وما يعنيه هذا فعلا أن هناك ذريعة موجودة |
| Sonuç olarak, dudak okumalarıma güvenmek durumundaydım. İnsanların ne dediğini gerçekten duyamıyordum. | TED | نتيجة لذلك، اضطررت إلى الاعتماد على قراءة الشفاه كثيرا، ولم أستطع فعلا أن أسمع ما يقوله الناس حقا. |
| Şuan o kadar karmaşık nesneler tasarlıyorum ki, onları geleneksel yollarla tasarlamak benim için gerçekten imkansızdır. | TED | لذا ما أفعله حاليا هو أن أصمم أشياء بتعقيد لدرجة أنه كان من المستحيل فعلا أن أصممها بالطرق التقليدية. |
| gerçekten dört kat daha fazla tasarruf yapmanın kişilerin karşılayabileceği yaşam tarzlarında büyük bir fark yarattığı gerçeği üzerinde düşünmek istiyorum. | TED | أريد فعلا أن اعتبر حقيقة الادخار أكثر بأربعة أضعاف هو فرق هائل فيما يخص نمط الحياة الذي سيمكن للناس أن يدفعوا قيمته. |
| Bu konuda gerçekten daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. | TED | نحتاج فعلا أن يكون هناك المزيد من الأبحاث للإجابة عليها. |
| Bu durum, klinik denemelerimizin yapılma şeklini gerçekten de değiştirebilir. | TED | هذا يستطيع فعلا أن يغيّر طريقة قيامنا بالتجارب الاكلينيكية. |
| gerçekten anlatmak istediğim son hikayeye gelirsek, çünkü yaptığım bütün bu işlerin içinde bana en çok şey ifade eden belki de budur. | TED | والقصة الأخيرة أريد فعلا أن أخبركم بهذه القصة، لأنها على الأغلب القصة التي تعني الكثير لي من كل ما أفعله. |
| Hayır, hayır, aslında gerçekten bu zor görevde size iyi şanslar dilemek istedim | TED | لا، لا، حقا، أنا أريد فعلا أن أتمنى لك الحظ في هذه المهمة الصعبة. |
| Fakat ACLU'nun bu konularla daha geniş bir şekilde, gerçekten fark yaratabilecek şekilde ilgilenmesini istiyordum. | TED | لكني أردت المنظمة أن تشارك في هذه القضايا بطريقة أكبر ، بطريقة من الممكن فعلا أن تحدث فارقا. |
| gerçekten de ilk Pazartesi gününüzde ne yapacağınızı çok merak ediyorum fakat benim yaptığım şuydu: Panik oldum. | TED | حسنا، أنا أود فعلا أن أعرف ماذا ستفعل في أول صباح ليوم الاثنين، و لكن هاكم ما فعلته أنا: لقد ذعرت. |
| gerçekten her ikisi olamayız. | TED | لا يمكننا فعلا أن نكون هذين الشيئين في الوقت نفسه. |
| İşte başlıyor. İkinci paragrafta, çok açıksözlü olmalısınız, ve gerçekten aklınızdakini söylemelisiniz. | TED | اذا، ها نحن ننطلق. الفقرة رقم اثنان، عليك فعلا أن تصبح بليد جدا وتقول ما يجول في خاطرك فعلا. |
| Anlamak için gerçekten çalışmalısınız, şimdi, bir seçenek bin dolar, iki bin; biri bin beş yüz. | TED | يتحتم عليك فعلا أن تبذل جهدا لتكتشف، حسنا، أحد الخيارات كان 2,000 الآخر كان 1,500. |
| İçimde bir his, gerçekten fiziki bir şeyin meydana geldiğini... bir tür genetik dönüşüm gerçekleştiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد انتابني هذا الشعور الغريزي أن شيئا ما من الظواهر الغير طبيعية قد حصل فعلا أن هناك بعض من التحول الجيني. |
| gerçekten bu aygıta daha iyi bakman lazım. | Open Subtitles | عليك فعلا أن تولى عنايه أكبر بهذه المعدات |
| gerçekten bu aygıta daha iyi bakman lazım. | Open Subtitles | عليك فعلا أن تولى عنايه أكبر بهذه المعدات |
| gerçekten beni Zambuli şelalelerine mi atmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تنوي فعلا أن تقذفيني في شلالات زومالي |
| Size inanmamı, gerçekten tüm kampımı teslim etmemi mi bekliyorsunuz? | Open Subtitles | اتتوقع مني فعلا أن أصدقك و أسلم معسكري بأكمله؟ |
| gerçekten o kadar özel miydi yani? | Open Subtitles | أتظن فعلا أن ما حدث كان بالفعل شيئا مميزا ؟ |
| Çürümekte olan ürkütücü cesedimi teslim edip gerçekten beş milyon nakit ödemelerini mi bekleyeceksin? | Open Subtitles | ..تسليم، جثتي البشعة لهم و تتوقع منهم فعلا أن يسلموك 5 ملايين ؟ |