Bir oğla ihtiyacı vardı ve senin yaptığın onu hayal kırıklığına uğratmaktan ibaretti. | Open Subtitles | احتاج الى ابن ، وكل ما فعلتهُ انت التسبّب بمزيد من الاحباط له |
Çocuğum için yaptığın şeyden dolayı sana bir borcum var, adamım. | Open Subtitles | أدينُ لك بواحدة، يا رجل لذلك الشيء الذي فعلتهُ لأبني. |
yaptığım tek şey senin için saçına vericileri sürmek oldu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي فعلتهُ هو أنني مسحتُ شعركَ بمرهم المُرسلات |
Yeminli ifaden için yaptığım şey için... Sen iyi misin? | Open Subtitles | ما قلته تحت القسم, و ما فعلتهُ أنك بخير هناك؟ |
En iyi arkadaşım 50. doğum günüm için ne yaptı biliyormusun? | Open Subtitles | أتعرفين مالّذي فعلتهُ صديقتي المقرّبة من أجلي في عيد ميلادي 50؟ |
Karımı ve benim için yaptıklarını seviyorum, ama hayatını yaşamayı hak ediyor. | Open Subtitles | أنا أُحبُ زوجتي و كُل ما فعلتهُ من أجلي لكنها تستحقُ استعادَة حياتها |
Operasyonu gizlilikten çıkarabildiğim an tüm ülkeye neler yaptığını anlatacağız. | Open Subtitles | بمجرّد أن أستطيع جعل العمليّة غير سريّة، سنخبرُ كامل الأمّة اللعينة عن الّذي فعلتهُ. |
Oğlum öldürülene kadar, o iki kişiye ne yaptığımı tam olarak bilmiyordum. | Open Subtitles | حتى مقتلِ ابني، لَم أُدرِك تماماً ما فعلتهُ لهذان الشخصان |
İlk seçildiğin gece barda kavgaya karışarak yaptığın buydu. | Open Subtitles | هذا ما فعلتهُ أن تدخل في عراك في حانة في الليلة لإنتخابكَ للمرة الأولى |
İşte bu olay önceden yaptığın her şeyi önemsiz kılardı. | Open Subtitles | وتلكالحقيقة... بطريقة ما ستجعلُ كلّ شيء ... فعلتهُ غير مهم. |
Senin Noel'de yaptığın hangi şey bu kadar güzeldir? | Open Subtitles | ما الذى فعلتهُ انت فى هذا العيد المثالى ؟ |
Ben olumlu bakıyorsam uğruna ölebilecek bir şeyim olduğu içindir. Orada yaptığın şeyi duydum. | Open Subtitles | فذلك بسبب إن لي شيئاً يستحق الموت لأجله لقد سمعتُ عن ما فعلتهُ هناك |
Adamım, bu şimdiye kadar yaptığım en korkunç şey. | Open Subtitles | هـذا أكثر شيء فظيع فعلتهُ من أيّ وقتٍ مضى |
Bugün yaptığım şey için ulusal bir kahraman olacağım hapishanede bile. | Open Subtitles | سأكون بطل قومي لما فعلتهُ اليوم، حتى في السجن. |
yaptığım her şeyi sen ve annen için yaptım. | Open Subtitles | جُلّ ما فعلته، فعلتهُ من أجلكِ ومن أجل أمكِ |
Ama tek yaptığım sadece onu itelemekti. | Open Subtitles | لكن كل الذي فعلتهُ هو أنني دفعتها قليلاً |
'Tahmin et bakalım bu ışıklandırma ineği ne yaptı? | Open Subtitles | لأنّه احزري مالّذي فعلتهُ هاتهِ منظمّة الخرقاء الغبيّة؟ |
Bana sana yaptıklarını anlattı ve işleri yoluna sokmamı istedi. | Open Subtitles | أخبرتني بما فعلتهُ بكِ وطلبت منّي تصحيح الأمر |
O zaman ne yaptığını bana hiç söylememiştin. | Open Subtitles | لم تخبرني أبداً عن ما فعلتهُ في ذلك الوقت، |
Her yaptığımı, iyi ya da kötü, senin için yaptım. | Open Subtitles | كل شئٍ فعلتهُ ،، سئٌ كانَ أم جيداً فعلتهُ من أجلكِ |
Ne yaptığına dair bir fikrin var mı? | Open Subtitles | ألديكَ أي فكرة عن الذي فعلتهُ ؟ |
yaptıklarım olduğum kişiyi yansıtır ama yaptıklarım olacağım kişiyi yansıtmaz. | Open Subtitles | ما فعلتهُ هو ما أنا عليه. لكن ما فعلتهُ ليس ما سأكون عليه. |
Kardeşlik için tüm yaptıklarımdan sonra bana borçlusun. | Open Subtitles | أنتَ مدينٌ لي، بعدَ كُل ما فعلتهُ للأخوية |
Ancak yaptıkların bunun sadece bir kısmı, tamam mı? | Open Subtitles | لكن كل ما فعلتهُ كان جُزءاً من الأمر ، حسناً؟ |
Keşke sana yaptıklarımı geri alabilseydim ama alamam. | Open Subtitles | بينما أتمنى انني أستطيع أن أمحي ما فعلتهُ بكَ, لكني لن أستطيع |
Televizyona yaptıklarından sonra milletin sinirleri çılgın atar oldu, herkes ruh sağlığını yitirdi. | Open Subtitles | أنت تمتلك الشجاعة بقدومكَ إلى هنا بعد ما فعلتهُ بالتلفاز |