| Her ailenin yapacağı şeyi yaptın. Çocuğunu kurtardın. | Open Subtitles | حسناً، لقد فعلتِ ما ستفعله أيّ أمّ لقد أنقذتِ ابنتكِ |
| Bak, yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın. | Open Subtitles | انظري، لقد فعلتِ ما كنتِ تعتقدين أنّه يجب فعله |
| Hayatta kalmak için yapman gerektiğini düşündüğün şeyi yaptın, tamam mı? | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما كان عليكِ فعله لتنجين بحياتكِ، اتفقنا؟ |
| Zorunda olduğunu düşündüğün şeyi yaptın her zamanki gibi. | Open Subtitles | بأنكِ فعلتِ ما اعتقدتِ أنه يجب عليك فعله كالمعتاد |
| Çünkü anlamı... beni sevmek için en iyisini yaptınız. | Open Subtitles | ...لأن ما تعنيه هو أنت فعلتِ ما بوسعك لتحبيني وقد فعلت ما بوسعي لأحبك لقد وصلت لمرحلة حيثما لا يوجد شيء تبقّى لنقوله |
| Onu kaynağımız yapmak için elinden geleni yaptın. Ki zaten bu senin görevindi. | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما في وسعك لأجل تجنيده كانت هذه هي مهمتك في الأصل |
| Hayır... bence sen yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın. | Open Subtitles | لا، أعتقد أنكِ فعلتِ ما كان يجب |
| - Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. - Beni yapmam için ikna ettiğin şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلتِ ما ظننتِه صوابًا - فعلتُ ما خدعتني انت لفعله - |
| Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما إعتقدتِ أنه صواباً |
| Yapmanı söylediğim şeyi yaptın mı? | Open Subtitles | هل فعلتِ ما قلته لكِ؟ |
| Bu noktada söze girip: "Sen elinden gelen her şeyi yaptın. | Open Subtitles | هنا قلت لي ِلقد فعلتِ ما عليك |
| İlk olarak, Jay'le evliliğinizi geciktirmek için her şeyi yaptın. | Open Subtitles | في البداية، فعلتِ ما أمكن لتأجيل زواجكِ بـ (جاي) |
| Yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما عليكِ فعلهُ |
| Biliyorum. Sen elinden gelen her şeyi yaptın zaten. | Open Subtitles | أعلم، ولكنكِ فعلتِ ما بوسعك |
| En iyi karar olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما ظننت أنه الافضل |
| Sen yapabileceğin her şeyi yaptın, tamam mı? | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما بوسعكِ، حسنًا؟ |
| Yinede, Elizabeth için en iyisi olduğunu düşündüğün şeyi yaptın... bu yüzden seni buraya getirdim. | Open Subtitles | وحتى الآن ، أعلم أنكِ تعتقدين (أنكِ فعلتِ ما هو صائب والأفضل من أجل (إليزابيث لهذا السبب أحضرتك إلى هُنا |
| Yinede, Elizabeth için en iyisi olduğunu düşündüğün şeyi yaptın... bu yüzden seni buraya getirdim. | Open Subtitles | وحتى الآن ، أعلم أنكِ تعتقدين (أنكِ فعلتِ ما هو صائب والأفضل من أجل (إليزابيث لهذا السبب أحضرتك إلى هُنا |
| Benim yapamadığım şeyi yaptın. | Open Subtitles | أنتِ فعلتِ ما لم أستطع فعله |
| Bence siz elinizden geleni yaptınız. | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما تستطيعين |
| Burada iş bulabilmek için elinden geleni yaptın. | Open Subtitles | فعلتِ ما فعلتيه لتنالي وظيفة هنا |