Seni seviyordum, seni memnun etmek için her şeyi yaptım. | Open Subtitles | انا احبكِ. فعلت كل شيء من اجلكِ من اجل ارضائكِ. |
Ailemin özgürlüğü için her şeyi yaptım, çok yaklaşmıştık, ama ailem Güney Kore konsolosluğunun biraz uzağında hapse atılmıştı. | TED | فعلت كل شيء لأحرر عائلتي وكدنا أن نفعلها لكن عائلتي زجت في السجن على بعد مسافة قصيرة من سفارة كوريا الجنوبية. |
- Sana o buzdolabını verdim. Mutlu olasın diye, elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | الحصول على تلك الثلّاجة لكِ, لقد فعلت كل شيء لجعلك سعيدة. |
Onu hayatta tutmak için yapabileceğin her şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء بإمكانك فعله للخروج به من هُنا حياً |
Eteğimi çıkarıp aletini ateşlemek dışında herşeyi yaptım nerdeyse. | Open Subtitles | فعلت كل شيء إلا خلع تنورتي وإطلاق النار للبدايه |
Hayır, yapmam gereken her şeyi yaptım. Lütfen, Ajan Nevins, söyleyin ona. | Open Subtitles | كلا ، لقد فعلت كل شيء كان من المفترض أن أفعله |
Ben şu 12 yılda, adam öldürmek dışında her şeyi yaptım. | Open Subtitles | .... أنا في ال12 السنة الماضية، فعلت كل شيء ماعدا القتل |
Yapmam gerektiğini sandığım her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء اعتقدتُ أنه يفترض بي فعله. |
- Senin için her şeyi yaptım! - Evet ve hiçbir zaman beni eşitin olarak görmedin. | Open Subtitles | فعلت كل شيء لأجلك نعم, ولكنني لم أكن بمستواك أبداً |
Bugüne kadar senin için her şeyi yaptım sende yeteri kadar büyüdün. | Open Subtitles | فعلت كل شيء أستطيعه لأجلك وأنتِ بالغة بما فيه الكفاية الآن |
Böyle olmamalıydı. Benden istediğin her şeyi yaptım. Arkadaşlarına yardım et. | Open Subtitles | لم يفترض أن يحدث مثل هذا لقد فعلت كل شيء طلبته مني |
Bak, söylediğin her şeyi yaptım ve sonuç sessizlik oldu. | Open Subtitles | انظر لم يصلني شيء من أكسل و قد فعلت كل شيء قلته لي 161 00: 05: |
Tamam Ian, benden istediğin her şeyi yaptım. | Open Subtitles | حسنا, إيان، فعلت كل شيء سألت مني أن أفعل. |
Yemin ederim ki, yapmam gereken her şeyi yaptım. | Open Subtitles | . أقسم أني فعلت كل شيء من المفترض أن أقوم به |
Yapacağım dediğim her şeyi yaptım. Bunu da istediğim zamanda yapacağım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء قلت أني سأفعله وسأفعل هذا أيضا في الوقت المناسب |
Tek bir şey dışında istedikleri her şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت كل شيء أمروني به إلا هذا الشيء الوحيد. |
Sen bir erkeğin yapabileceği her şeyi yaptın. | Open Subtitles | فعلت كل شيء يمكن للرجل أن يقوم به |
Şu anda bulunduğun noktaya gelebilmek için elinden gelen her şeyi yaptın. | Open Subtitles | فعلت كل شيء لتكون ما أنت عليه الآن. |
Sen yapabileceğin her şeyi yaptın. | Open Subtitles | ،أنت فعلت كل شيء بوسعك أنجو بنفسك |
Benden istediğiniz herşeyi yaptım, Efendim. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء أمرت به يا سيدي |
Dur, evet yaptım. Her şeyi ben yaptım. | Open Subtitles | انتظري , بلى , فعلت لقد فعلت كل شيء |
Sana ne yapacağıı söyliyim Burası dünyanın sonu Bitti. . Penguen olarak elinden geleni yaptın | Open Subtitles | تلك الطريق انتهت, تلك النهايه انت فعلت كل شيء محتمل كبطريق |
Yapabileceğin herşeyi yaptın. | Open Subtitles | كنت قد فعلت كل شيء يمكن لكم ربما. |
İçerdin. Polis olmaktan o kadar nefret ederdin ki, kanun kuvvetlerine katılmamam için elinden geleni yaptın. | Open Subtitles | كنت تكره كونك شرطي لقد فعلت كل شيء لتبقيني بعيداً عن تنفيذ القانون |
Arkadaşımı kardeşinizden ayırmak için elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء بكل ما أملكه من قوّة لكي أفضل بين صديقي وبين شقيقتك |